İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen 89. Interpol Genel Kurul Toplantısı’nın açılış törenine katıldı.
Burada bir konuşma yapan Bakan Soylu, artık neredeyse tüm güvenlik sorunlarının küresel, büyük, geniş çaplı olduğunu söyledi.
Soylu, uluslararası çapta polis iş birliğini sağlayan Interpol ile ilgili beklentilerini açıkladı. Soylu, “Interpol’den beklentimiz, sadece dosya ve parmak izi paylaşan, bülten çıkaran bir kurum olması değildir” diye konuştu.
“Dünya medeniyeti, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, NATO ve diğer uluslararası kuruluşları, uluslararası problemlerde çözüm için inisiyatif almaları için üretti” diyen Bakan Soylu konuşmasına şöyle devam etti:
“Ancak bugün geldiğimiz noktada ne yazık ki küresel sorunların çözümünün, yerelden beklendiğini, bahsettiğim uluslararası kurumların, Türkiye’deki futbol terimiyle, topa girmediğini görüyoruz. Tarif etmeye çalıştığım tablo, hiçbir ülkenin tek başına çözebileceği bir tablo değildir. Hatta sadece kendi ülkesine yansımalarını bile çözemez. Dolayısıyla, küresel kurumlar, sorunların karşısındaki bu yalnızlığımıza çare olmak durumundadır. İşte bugün genel kurulu için bir araya geldiğimiz Interpol; bu doğrultudaki beklentilerimizin en yüksek ve açıkçası en iyimser olduğu kurumlardan birisidir. Interpol ile çok eskiye dayanan bir birlikteliğimiz var. Açıkçası güzel sonuçlar da aldık. Mesela; uluslararası düzeyde aranan Kırgız uyruklu bir şahıs, 2019 yılında Bulgaristan polisi tarafından yakalanmıştı. Bu şahıstan alınan parmak izlerine yönelik, arkadaşlarımızın yaptığı çalışma sonucunda bu kişinin, 2011 yılında Bitlis ilimizde meydana gelen, 5 polis ile 4 sivil vatandaşımızın şehit edildiği patlama olayının faili olduğu ortaya çıkmıştı. Keza üye ülkeler, bizden son 2 yıl içerisinde ülkelerindeki terör, asayiş ve narkotik olayına karışan bin 37 şahsın parmak izi ve fotoğrafını talep etmişti. Konuyla ilgili olarak APSİS sistemimizde kayıtlı 853 şüpheli şahsın parmak izi ve fotoğrafları talep eden üye ülkelere gönderildi. Bunun yanı sıra, kriminal başkanlığımıza, son 2 yıl içinde, 57 üye ülkeden, 86 terör olayına ve 624 adet narkotik, uyuşturucu, organize ve asayiş suçlarına karışan bin 65 şahısa ait, parmak izleri ve fotoğrafları gönderildi. Bu kapsamda yaptığımız çalışmalar sonucunda, bu suçlara karışan 418 şüpheli şahsın kimlik tespiti yapıldı ve üye ülkelere bilgisi verildi. Dolayısıyla sistem, önemli anlamda sonuç üretmektedir. Ancak ifade etmeye çalıştığım, İnterpol’den beklentimiz, sadece dosya ve parmak izi paylaşan, bülten çıkaran bir kurum olması değildir. Dünyadaki sorunlar küresel hale gelmiştir. Oysa dikkat edin 21’inci yüzyılın sonunda küresel bir gelişmeye şahit olduk. Küresel birtakım karar mekanizmalarının yerele devredildiği bir dünya gelişimi yaşadık. Avrupa birliği ve heyecanı, sınırlarının kalkması talebi de bu iklimi destekledi.”
“TÜRKİYE MARUZ KALDIĞI TÜM BU TEHLİKELERE KARŞI…”
Dört ayrı sorundan söz eden Bakan Soylu, “Geçen yıl toplantının ertelenmesine sebep olan salgın sorunu, göç krizi, ekonomik kriz ve enerji krizi oldu. Sorunlar küresel, çözümler yerel olarak üretilirse dünyada huzur, güvenlik kardeşlik barışın artmasına imkan bulamayabiliriz. Yerel kapasiteler, küresel olan bu sorunlara maalesef çözüm üretemeyebilir. Yine o zaman en çok bu problemlerle uğraşacak bu karşımda gördüğüm heyet olacaktır. Asayiş sorunlarının arttığı, kritik sorunların yükseldiği, ülkelerin ve yönetimlerin cevap veremediği her sistem kaos üretir. İş elbette ki polisin başına düşer. Bu sebeple küresel ölçekteki güvenlik meselesine, küresel bir vizyon ortaya koyan bir kurum olmasıdır. Türkiye olarak terörle mücadele tecrübemizle, yüksek miktarlardaki uyuşturucu yakalama tecrübemizle, kaçak göç tecrübemizle, bu vizyona katkı koymaya, hatta rehberlik etmeye hazır olduğumuzu, buradan ifade etmek isterim. Bunu ifade etmek istiyorum çünkü, katkı koyma talebi tek başına anlamlı değil, bu talebin karşılık bulması da önemli. Burada umut kırıcı bir trendle karşı karşıya kalıyoruz. Mesela 1996-2016 yılları arasındaki 20 yılda, 100 kırmızı bülten talebimiz reddedilmişken; 2016’dan sonraki beş yılda 982 kırmızı bülten talebimiz reddedilmiştir. Yine 2010-2016 yılları arasında 20 kırmızı bültenimiz iptal edilmişken; 2016’dan sonraki beş yılda 374 kırmızı bülten iptal edilmiştir. Bu trend, tecrübe paylaşımı konusunda, küresel güvenliği sağlamada işbirliği konusunda, ne yazık ki umut verici değildir. İşte bu kongreden beklentilerimizden birisi, bu vizyonu geliştirmek, birbirimize güvenmek, buradaki herkesin, her kurumun ortaya koyduğu her talebin, suç ve suçluyla mücadele için olduğuna inanmaktır. Türkiye maruz kaldığı tüm bu tehlikelere karşı, yüksek bir güvenlik başarısı elde etmektedir” ifadelerini kullandı.
“PKK TERÖR ÖRGÜTÜNÜN ÜLKE İÇİNDEKİ SİLAHLI ELEMAN SAYISI 180’İN ALTINA DÜŞTÜ”
2016’daki DEAŞ saldırısından beri, Türkiye’deki şehirlerde can veya mal kaybına yol açan herhangi bir terör olayı yaşandığını hatırlatan Bakan Soylu, “Birleşmiş Milletler’in, 2011-2021 arasında trafik kazaları kaynaklı can kayıplarını yüzde 50 azaltan iki ülkeden birisiyiz. Uyuşturucuya bağlı ölümler, 2017’de 941’di, bunu geçen yıl itibarıyla 314’e çekmeyi başardık. PKK terör örgütünün ülke içindeki silahlı eleman sayısı 180’in altına düştü, bu rakamı 5 binli seviyelerden düşürdük ve bugün kilitlenmiş haldedir. Şehirlerimizde evden hırsızlık olaylarının günlük ortalamasını 284 seviyesinden 5 yılda 150’ye indirdik. dolayısıyla yüksek güvenlik risklerimizi yönetebiliyor ve burada hem olumlu bir trend, hem de büyük bir tecrübe elde ediyoruz. Bu tecrübelerimizi daha üst düzeyde paylaşabiliriz. Attığımız yenilikçi adımları, dijital çözümlerimizi, konvansiyonel çözümlerimizi, mesela geçen hafta İtalya’da ödüle layık görülen, kadına şiddeti önlemede kullandığımız KADES projemizin mantalitesini, uyuşturucu ile mücadeledeki bulgularımızı, yöntemlerimizi küresel meslektaşlarımızla paylaşabilir ve bundan olumlu bir sinerji oluşturabiliriz diye düşünüyorum” dedi.