Adalet ararken 8 ay hapis cezası verilen ve 5 ay cezaevinde yatan acılı baba, tazminat beklerken mahkeme masraflarının kendisinden istenmesiyle karşılaştı. Bu süreçte kızı hayatını kaybeden acılı baba, 22 yıldır adalet aramaktan yorulunca Cumhurbaşkanlığına bir dilekçe yazarak ‘Ya adaleti sağlayın ya da beni vatandaşlıktan çıkarın’ dedi.
Buharkent’te evinin önünde oynayan 5 yaşındaki kızına çarpan, zihinsel ve bedensel engelli kalmasına neden olan otomobilin sürücüsüne açtığı davanın dosyası üç ilçeyi gezdi. Davada sayısını hatırlayamadığı kadar savcı, 24 hakim değişti. 96 duruşma yapıldı… Her duruşmaya sırtına taşıdığı engelli kızıyla kilometrelerce yürüyerek katıldı.
Karar 5 kez temyizde bozuldu. Mahkemenin bir türlü sonuçlanmaması üzerine ‘Adaletin bu mu mahkeme’ dediği için ‘mahkemeye hakaretten’ 8 ay hapis cezası aldı, 5 ay cezaevinde yattı. 2015 yılında biricik kızı, Hediye’sini kaybetti. Artık yorulduğunu, maddi ve manevi çöktüğünü, adaletten umudunu kestiğini söyleyen Alican Demirpolat, “Vatandaşlıktan çıkmak, adaletin, hak ve hukukun olduğu bir ülkeye sığınmak istiyorum” dedi.
HER ŞEY BİR KAZA İLE BAŞLADI
Buharkent’te evinin önünde oynayan 5 yaşındaki Hediye Demirpolat’a 2001 yılında çiftçi H.Y. (78) otomobiliyle çarptı. Düştüğü sırada başını kaldırıma çarpan küçük kıza kaldırıldığı hastanede kafa röntgeni çekildi, ‘Hayati tehlikesi yok’ raporu verildi. Gözaltına alınan sürücü H.Y. savcılıktan serbest bırakıldı ve hakkında takipsizlik kararı verildi. Baba Demirpolat, her geçen gün durumu kötüleşen kızını aynı hastaneye bir kez daha götürdü, bu kez Hediye’nin beyin kanaması geçirdiği için ‘Yüzde 90 bedensel ve zihinsel engelli’ raporu verildi. Baba Demirpolat’ın hukuk savaşı bundan sonra başladı.
TAZMİNAT DAVASI AÇTI
Kaza sonrası durup yardım etme yerine olay yerinden kaçan sürücü H. Y.’nin damadının Cumhuriyet Savcısı Ö.Ö.’nün olaydan hemen sonra hastane, emniyet ve yargıya müdahale ettiğini iddia eden Demirpolat, engelli kalan sadece mama ile beslenebilen kızı için Buharkent Adliyesi’nde ceza ve tazminat davası açtı.
Yıllar içinde buradaki adliye kapanınca, dava dosyası komşu ilçe Kuyucak’a, Kuyucak’taki mahkeme de kapatılınca 45 kilometre ötedeki Nazilli’ye gönderildi. Her duruşmaya kızını sırtında taşıyan baba, 2012 yılında davanın hakimi ile tartıştığı gerekçesiyle 8 ay hapis cezasına çarptırıldı, 5 ay cezaevinde yattı. Çıktığında kaldığı yerden devam etmeye karar verince tehdit edildi. Tüm çabalarına karşın Hediye Demirpolat 2015 yılında, 20 yaşında yaşamını yitirdi.
TAZMİNAT BEKLERKEN, MAHKEME MASRAFI İSTENDİ
Adaletin bir gün geleceğine inandığı için yıllarca işini gücünü bırakarak mahkemelere koştuğunu söyleyen acılı baba, “Sırtımda kızımla adalet aradım. Hakimler değişti, savcılar değişti. Mahkemenin istediği röntgen filmleri kayboldu, yıllar sonra bulundu. 3 Kez bilirkişi değişti. Kaza sonrası ilk müdahaleyi yapan doktor 15 yıl sonra mahkemeye çağrıldı. Dosya üç kez Adli Tıp’a gitti. Davayı 18 yıl sonra, suçu kızıma, mahkeme ve karşı tarafın avukatlık ücretlerini bana yükleyerek bitirmek istediler, temyiz ettim. Tekrar görülen dava sonrası bu kez kızımın hayatına ve yaşadıklarına karşılık 210 lira tazminat ödenmesine karar verildi. Yine temyiz ettim. Davanın seyrini değiştiren raporları veren isimler 15 Temmuz sonrası tutuklandı. Otomobilimi sattım, yaya kaldım. İşimi gücümü, en önemlisi kızımı kaybettim. Her şeye rağmen adaletin bir gün geleceğine inandım. Adalet bir gün gelecek, mahkeme kararını kızımın mezarına götürüp bağıra bağıra okuyacağım diyordum. Ama çok yoruldum. Maddi ve manevi çöktüm. Yargı reformundan bahsedenler, ‘Türkiye’de adalet var’ diyenler benim dosyamı incelesin istiyorum” dedi.
“VATANDAŞLIKTAN ÇIKMAK İSTİYORUM”
Baba Alican Demirpolat, 22 yıllık adalet savaşında tüm umutlarını yitirdiğini belirterek, son olarak Cumhurbaşkanlığına bir dilekçeyle başvurduğunu belirterek şunları söyledi; “Bu 22 yıllık hukuk mücadelesinde adaletin bağımsız olmadığını gördüm. Eğer devletin içindeki bir güç dava dosyasının içinde olmazsa şimdiye kadar dava sonuçlanırdı. Davanın sadece duruşma zabıtları 544 sayfa tuttu. 24 hakim değişti. 22 Yılda doğru bir karar çıkmayınca yargı bağımsız olur mu? Adaletin bağımsız olmadığını gördüğümden Cumhurbaşkanlığına bir dilekçe yazıp vatandaşlıktan çıkmak, hakkın hukukun olduğu bir ülkeye sığınmak istiyorum dedim. Ya benim dosyamı inceletsinler, adaleti sağlasınlar, ya da beni vatandaşlıktan çıkarsınlar” dedi.