AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kabine toplantısı sonrası “Tasarruflarını değerlendirirken kurdaki yükselişten kaynaklanan kaygılarını gidermek isteyen vatandaşlarımıza yeni bir finansal alternatif sunuyoruz” diyerek açıkladığı yeni adımların ardından Türk Lirası akşam saatlerinde hızla değer kazanmaya başladı.
Bu adımlardan biri de TL mevduat hesaplarının getirisinin döviz getirisi altında kalması durumunda aradaki farkın yurttaşlara ödenecek olması ve ihracatçılara Merkez Bankası tarafından ileri vadeli kur rakamı verilmesi oldu.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, yeni alınan kararlarla ilgili bir açıklama yaptı. Polatlı Ticaret Odası Ekonomik İstişare Toplantısı’nda konuşan Babacan, döviz kurunda yaşanan düşüşün piyasaya bankalar eliyle büyük miktarda dolar sürüldüğü iddialarına değindi. Babacan, “Eğer bu doğruysa, ‘Bak Cumhurbaşkanı bir konuştu, kur düştü’ dedirtmek için kamu bankaları cayır cayır bu dönemde eğer döviz satıyorsa birilerinin çıkıp bunu açıklaması lazım. Bankacıların arasında yoğun bir şekilde dün geceden beri bunlar konuşuluyor” dedi.
Babacan şunları söyledi:
“Doların düşmesi vatandaşlarımızı kuşkusuz sevindirdiyse de unutmayalım, dolar kurunun bu düşmüş hali bile Eylül başındaki seviyeye göre çok daha yüksek.
Yani bir bakıma ölümü gösterip sıtmaya razı olma gibi bir durumla karşı karşıya kaldık. Onu tespit etmek lazım. Daha Eylül ayı başında 8,30’du döviz kuru. İşte bu 12’ye, 13’e düştü diye şu an seviniyoruz. Düşmesi iyi mi? İyi. Ama daha söyleyeceklerimiz var.
KAMU BANKALARININ YOĞUN ŞEKİLDE DÖVİZ SATTIĞI KONUŞULUYOR
İkincisi, Cumhurbaşkanı’nın açıklamasıyla eş zamanlı olarak kamu bankalarının yoğun bir şekilde döviz sattığı konuşuluyor. ‘Bak işte Erdoğan konuştu, kur düştü’ algısının yaratılmaya çalışıldığıyla ilgili kuvvetli iddialar var. Bankacılar bunu daha iyi biliyor, izliyor. Eğer bu doğruysa, ‘Bak Cumhurbaşkanı bir konuştu, kur düştü’ dedirtmek için kamu bankaları cayır cayır bu dönemde eğer döviz satıyorsa birilerinin çıkıp bunu açıklaması lazım. Bankacıların arasında yoğun bir şekilde dün geceden beri bunlar konuşuluyor.
Üçüncüsü ise açıklanan karar dolar kurunu kısa vadede bir nebze olumlu etkilese de ileriye doğru hazinenin ve Merkez Bankasının yükümlülüklerini olağanüstü artıracak. Açıklanan bu mevduat garantisi metodu, kamu yükünü artıracak, hazinenin borcunu artıracak. Vatandaşlarımızın kafası karıştı biliyorum. Ortada oldukça tehlikeli bir oyun var.
BU KUR FARKINI BU ÜLKENİN HAZİNESİ NEREDEN ÖDEYECEK?
Biliyorsunuz son haftalarda bankalardaki toplam mevduatın yüzde 60’tan fazlası döviz cinsi olmuştu. Dün gece alınan kararla Türk lirası mevduatının da getirisinin dövizdeki artışa eşitlenmesinin yolu açıldı. Yani vatandaşa diyorlar ki ‘Sen paranı bankada Türk lirası olarak tutsan da sanki döviz tutuyormuşsun gibi biz seni kazandıracağız. Eğer Türk lirasından aldığın faiz döviz kurundaki artışın altında kalırsa aradaki farkı biz kapatacağız. Kur ne kadar artarsa artsın aradaki farkı biz sana ödeyeceğiz’ diyorlar. Sonuçta bugünkü döviz kurunu düşük gösterirken ilerideki kur artışlarının bedelini de şimdiden hazineye ödetmenin hazırlığını yapmış durumdalar. Peki bu kur farkını bu ülkenin hazinesi nereden ödeyecek? Vatandaşlardan toplanan vergilerden. Bu, ülkenin ekonomisinin tam bir dolarizasyona götürülmesidir. Bu uygulama para politikalarının etkisini sıfırlar. Yüzde 35-40’a düşmüş Türk lirası mevduatını dövize endeksleyerek bankadaki paraların tamamını dövize döndürecekler.”