Özellikle hastalıklara karşı savaşabilmek için sıkça adından söz edilen antioksidan, hem vücut hücrelerinden üretilen, hem de gıdalardan elde edilebilen kimyasal bir madde. Hücrelerin dış etkenlerden korunması ve sağlıklı yaşamalarına devam edebilmeleri için antioksidan son derece önemli.
Antioksidanlar, hücre hasarını geciktirdiği bilinen bir madde kategorisi olarak son yıllarda oldukça ses getiriyor. Araştırmalar, antioksidanların iltihabı azaltabileceğini gösterse de, bunun genel sağlıkla tam olarak nasıl ilişkili olduğu hala belirsiz.
Ayrıca, sağlıklı bir diyet uyguluyorsanız, antioksidan takviyeleri gerekli değildir ve bazı durumlarda tehlikeli olabilir. Örneğin, sigara içiyorsanız, çok fazla beta-karoten (havuç ve tatlı patatesleri turuncu yapan kimyasal) tüketmek kanser riskini artırabilir.
SERBEST RADİKALLERE KARŞI MÜCADELE
Bilim insanları, yıllardır antioksidanların beyaz kan hücrelerinin vücudunuzu bakteri ve virüs gibi dış istilacılara karşı koruduğu bir süreç olan iltihabı azaltmaya yardımcı olabileceğini belirtiyor. Hücreler aşırı miktarda serbest radikal nedeniyle hasar gördüğünde, bir inflamatuar yanıt (bağışıklık sistemi üzerinden tahriş edici uyarılara karşı vücudun verdiği tepki) meydana gelebilir.
Antioksidanlar, meyve, sebze, bakliyat, kahve ve çay gibi bitkisel gıdalarda ve takviyelerde bulunan maddelerdir. Sağlığınız için gereklidirler çünkü antioksidanlar serbest radikallerin (organ ve doku zedelenmesi ile sonuçlanan protein, nükleik asit yapısını bozabilen moleküller) neden olduğu hücre hasarını önleyebilir veya geciktirebilir.
Serbest radikaller, insan yaşamının normal bir yan ürünüdür. Örneğin, egzersiz yaptığınızda bunları doğal olarak laktik asit şeklinde üretirsiniz. Serbest radikaller ayrıca sigara dumanı, hava kirliliği, bazı ilaçlar ve güneş ışığı gibi dış kaynaklardan da gelebilir. Serbest radikallerle ilgili sorun, hücrelere, içindeki protein ve DNA’ya zarar verecek şekilde bağlanmalarıdır. Ancak bu tehdit antioksidanlar tarafından etkisiz hale getirilebilir.
Çok fazla serbest radikalin çıldırdığı durumlarda, özellikle hücre zarlarında, yağ dokusunda, DNA’da ve proteinlerde oksidatif stres şeklinde hücre hasarına neden olabilir. Bu kalp-damar hastalığı, kanser, artrit (eklemlerde vücut tarafından üretilen bir iltihap), alzheimer gibi nörodejeneratif durumlar dahil bir dizi hastalıkla ilişkilidir.
ÇİLEK VE YEŞİL ÇAY GİBİ YİYECEKLER ANTİOKSİDANLAR AÇISINDAN ZENGİN
Vücudunuz doğal olarak bazı yararlı antioksidanlar üretir. Ancak diyetinizden ek antioksidanlar da alabilirsiniz. Meyveler, sebzeler ve kahve, antioksidanlar açısından zengindir. Antioksidanlar arasında C vitamini, E vitamini ve beta-karoten gibi vitaminlerin yanı sıra selenyum ve manganez gibi mineraller bulunur. Yaban mersinlerinden bitter çikolataya kadar birçok gıdada bulunurlar.
2010 yılında yapılan bir araştırma, 3 bin 100’den fazla gıda, içecek, baharat, şifalı bitki ve takviyenin antioksidan içeriğine baktı ve bitki bazlı bir diyetin oksidatif strese karşı en iyi koruma olduğunu buldu. Bunun nedeni, bitki bazlı gıdaların et ürünlerinden 5 ila 33 kat daha fazla antioksidan içeriğine sahip olmasıdır.
Aynı araştırmaya göre; tarçın, yenibahar, fesleğen, dereotu, kahve, çay, çilek, bitter çikolata, ceviz, yaban mersini, enginar ve kara lahana bazı antioksidan bakımından zengin besinler arasında yer alıyor.