Bağımsız Türkiye Partisi’nin (BTP) Bursa İl kongresi genel başkan Hüseyin Baş’ın katılımıyla gerçekleştirildi.
Ali Garaçoğlu’nun yeniden il başkanı seçildiği kongrede konuşan Hüseyin Baş Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu son dönemlerin popüler dizilerinin isimlerine benzetti.
BTP lideri, “Diriliş Ertuğrul, Kuruluş Osman, Yükseliş bilmem ne… Ama izlediğimiz en sıkıntılı dizi 20 seneden beri ‘Yıkılış Türkiye’. İşte biz bugün bu yüzden buradayız. Bu yıkılışın önüne geçmek için, bu yıkımı durdurmak için, bu sisteme başkaldırmak için buradayız.” dedi.
“Devletin malını peşkeş çekersen şeker de bulamazsın saman da…”
Konuşmasında ekonomi üzerine değerlendirmeler yapan BTP lideri şeker fabrikalarının özelleştirilmesini hatırlattı ve marketlerde şeker bulunamamasına dikkat çekti.
Baş, “Bu milletin malını kimseye sormadan nasıl özelleştiriyorlar. Bu yetkiyi kimden alıyorlar. Bugün görüyoruz ki marketlerde şeker bulunmuyor, şeker fiyatları fahiş şekilde arttı. Şimdi siz devletin malını babanızın malını gibi sağa sola peşkeş çekerseniz şeker de bulamazsın, buğday da bulamazsın, saman da bulamazsın, hiçbir şey bulamazsın… Bu ülkenin varlığı olan her bir servet bu millete aittir. Bu devlet dediğin şey bizler için kurulmuş, kurgulanmış bir yapıdır. Bu devlet bize aittir.” dedi.
ABD dolar ve silahla dünyayı sömürdü
Bursa’daki konuşmasında, “ABD’yi süper güç yapan unsur nedir?” şeklinde bir soru da soran Hüseyin Baş şu değerlendirmeyi yaptı; “21. yüzyılın başında biz buna birincisi para gücü diyorduk. Çünkü dünyanın her yerinde geçen bir parası var. Dünyanın her yerinde geçmesinin de ötesinde cebimizdeki paranın da var olabilmesinin sebebi Amerikan dolarının varlığıydı. Yani senin cebine 10 lira girmesi için bunun karşılığında bir Amerikan dolarının benim hazinemde var olması gerekiyor. Dolayısıyla bu Amerika’yı süper güç yapıyor. Amerika’yı süper güç yapan başkaca bir unsur da silah, asker… Bu parayı kullanarak dünyanın her yerine üsler kurarak askerini istediği gibi yolladı, Türkiye’de de bundan onlarca var. Yaşadığımız günlerde buna teknolojiyi de ekleyebiliriz. Şimdi bir devlet modeli söylüyorum size, bakın bunu hiçbir siyasi parti size söylemez… Biz ABD’nin bastığı para, ABD’nin ihraç ettiği silah ve teknolojiyle ulaşmaya çalıştığımız sürece hiçbir yere ulaşamayız. Bize düşen nedir? Biz ABD’nin boyayıp şu kadar basabilirsin diye verdiği parayı değil kendi milletimizin çalışması karşılığında uygun görülen parayı piyasaya süreceğiz. İkincisi sen şimdi silah diyorsun… Neye döndü iş, ‘Sen paranı benim param karşılığında basacaksın sonra sen silahını benim teknolojimle üreteceksin’ dendi. Bakın ben Türkiye’deki silah sanayi ile ilgili gelişmeleri eleştiririm. Ben bir şeyin karşısındayım, sen uzaktan kumanda ettiğin bir aleti gidip Amerikalının yazılımıyla yaparsan, piyasaya sürdüğün paradan uçurduğun helikopterin hiçbir farkı kalmaz. O da Amerika’nın malı bu da Amerika’nın malı, senin malın değil. Şimdi iş, ‘Sen teknoloji üretemezsin zaten, gel sen bunu da ABD’den ya da başkaca küresel güçlerden ithal ete’ döndü.”
“İktidar değişikliği hiç olmadığı kadar güçlü bir ihtimal ama…”
Türkiye’de bir iktidar değişiminin son 20 yılda hiç olmadığı kadar güçlü bir ihtimal olduğunu belirten Hüseyin Baş bunda muhalefetin hiçbir etkisi olmadığını söyledi.
Baş, “Bu hükümet değişimi ihtimalinin altında yatan sebep Meclis’teki muhalefetin harikulade bir muhalefet yapması mı? Hayır… Hükümetin mantıksız, yanlış, insanımızı fakirleştiren ve insanımıza değer vermeyen politikası. Hükümet yine aynı yanlışlara devam edip bunu sizin gözünüze gözünüze sokmasaydı biz bugün yine ‘Yarın seçim olsa yüzde 55 mi alırlar, 60 mı alırlar’ bunu tartışacaktık. Burada muhalefetin bir payı yok. İşte size demek istediğim bu. Neden payları yok? Çünkü hiç kimsenin bir projesi yok, ama Bağımsız Türkiye Partisi’nin, Prof. Dr. Haydar Baş’ın yazdığı Milli Ekonomi Modeli ile – hani o Rus bilim insanlarının ve milletvekillerinin de deyimiyle sadece Türkiye’nin değil dünyanın ihtiyacı olduğu bir modeli yazarak bizim önümüze koyduğu – modelle bütün dünyaya hizmet edecek bir Türkiye hayalimiz var. Bu hiç kimsede yok.” şeklinde konuştu.
“Hazineden yardım alan partiler bu parayı diğer parti mensuplarına versin”
Ağır vergilere, “Türkiye’nin devlet açısından vergi cenneti. Her yerimiz vergi. Biz burada konuşuyoruz sesimizi insanlara duyurmak için vergi ödüyoruz.” şeklinde eleştiri getiren BTP lideri konuşmasında dikkat çekici bir öneride de bulundu. Baş, “Vergiyi Türkiye’ye faydalı olalım diye ödüyoruz. Vergiler toplanıyor, Meclis’teki 3-4 tane siyasi partiye her yıl milyarlarca lira para veriliyor. Bakın 30 yaşındaki bir adam karşınızda siyaset yapıyor. Bu basite alınacak bir şey değil. Ben de buraya gelir 2 saat dinler döner hayatımı yaşamaya devam edebilirim ama ben her yere giderek bunu anlatmakla mükellefim. Bana para veren yok, maaş ödeyen yok… Benim Türkiye’ye bir hayalim var. Diğerleri de seninle aynı amaçla siyaset yapmıyor mu? Tamam o zaman hadi bir öneri yapalım, siyasi partiler aldıkları seçim yardımlarını bir insaniyet göstergesi olarak diğer siyasi partilerin teşkilat mensuplarına dağıtsın. Kendi partisine olmaz orada rant döner, diğer siyasi partilerin… Bize de bir şey vermesinler. İşte niye siyaset yapıyorların karşılığında bu var. Sadece devletten aldıkları mı, hayır…” dedi.
“BTP Türk milletini yok etmeye çalışanlara karşı bir başkaldırıdır”
Bursa konuşmasında bu sözlerinin ardından “Peki bu vatanı, milleti, devleti kim düşünecek kardeşim?” sorusunu soran BTP lideri şöyle devam etti; “Herkes parayı düşünecek, herkes geleceğini düşünecek, herkes Meclis’e girmeyi düşünecek, herkes keyfini düşünecek, herkes ünlü olmayı düşünecek… Peki bu vatanı kim düşünecek? Yazık bu millete. İşte fark etmeniz gereken şeyler bunlar tüm Türk milleti olarak. Milli Ekonomi Modeli sömürüye, zulme, insanı ezmeye, haksızlığa, hukuksuzluğa bir başkaldırıdır. Bağımsız Türkiye Partisi de Türk milletini yok etmeye çalışanlara karşı en büyük başkaldırıdır.”
Erdoğan’ın “İş adamları neden kredi almıyor” sözlerine çarpıcı cevap
Türkiye’de milli gelirin resmi rakamlara göre 8 bin lira olduğuna da dikkat çeken BTP lideri Hüseyin Baş, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, ‘İşadamlarına niye kredi almıyorlar diye kızıyorum’ sözlerini de hatırlattığı konuşmasını şu ifadelerle noktaladı; “İşte sorun bu. Siz ortaya koyduğunuz her parayı belli başlı adamlara veriyorsunuz. Şu millete sizin oluşturduğunuz ekonomiden bir lira pay düşmüyor. Böyle bir şey olabilir mi? Bugün ülkede resmi rakamlarla GSMH 8 bin dolar yani 88 bin lira. Buna göre bir kişiye ayda 8 bin liraya yakın para gelmesi gerekiyor. Kim kazanıyor bu 8 bin lirayı? Para çalışmanın, emeğin karşılığı. Bu millet çalışmıyor mu, bu millet tembel mi? Bakıyorsun herkes çalışıyor, herkesin inanılmaz emekleri var. İşte Bağımsız Türkiye Partisi’nin en temel farkı bu. Bizim ekonomiye bakışımız farklı, bizim çözümlerimiz farklı. Bizim başaracağımız şeyler inanın onların rüyalarında dahi göremeyeceği şeyler. Millete hizmet etmek milletin ne istediğini sormak değil millete istediği her şeyi yapabilme imkânını sunmaktır. Biz bunun için geliyoruz, biz bunun için siyaset yapıyoruz.”