CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Adana Çiftçiler Birliğini ziyaret ederek üreticilerle bir araya geldiği programda, şehrin tarımın başkenti olduğunu söyledi.
Tarımın, dünyanın bütün ülkelerinde stratejik sektör olduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, bunun önemini herkesin kavraması gerektiğini belirtti.
Kılıçdaroğlu, kırsalda genç kalmadığını, bu durumun Türkiye için ciddi bir tehlike olduğunu anlatarak, bu konuda önlem alınması gerektiğini ifade etti.
Havza bazlı planlama yapılması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
- Kim neyi ekecek, önceden herkesin bunu bilmesi lazım. Adana mı, oturulur konuşulur. Adana’nın toprak analizleri yapılır, buğday mı, arpa mı, karpuz mu ekilecek havza bazlı planlama yapılması lazım. Planlama yapıldıktan sonra kimin ne ekeceği belli olacak. Artı onun maliyetine bakmak lazım. Üstüne makul bir kar koyacaksınız. Maliyet artı makul kar eşittir taban fiyat olur. Bu taban fiyatın üstünde çiftçi ektiği ürünü daha yukarı bir bedelle satıyorsa, ihracat yapıyorsa hiçbir sorun yok. Daha yüksek bedelle satabilir. İç piyasaya satabilir, ihracat yapabilir, sanayiye satabilir, kendisi bilir ama taban fiyatın altına düştüğü zaman devletin onu satın alması lazım. Böylece çiftçinin zarar edeceği bir modeli sıfırlamamız gerekiyor. Bunu biz her yerde savunuyoruz. Her yerde bunu söylüyorum. Bunun mutlaka olması lazım. Olmadığı takdirde tam bir kaos çıkıyor ortaya.
Kılıçdaroğlu, çiftçinin zarar edeceği için ekim yapmadığını savunarak, “Önümüzdeki yazın hep birlikte bir gıda krizi yaşayacağız.” dedi.
Ziraat Bankasının çiftçiye destek vermesi gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Siz çiftçiye destek vereceğiniz yerde kalkıyorsunuz ‘Şu televizyonları ve gazeteleri al, sana 700 milyon dolar para vereceğim… ‘Zamanı gelince de ‘Parayı ödemiyorum.’ diyor. Buyur, bir çiftçi de desin bakayım, Ben kredimi ödemiyorum.’ diye, traktörüne haciz, hayvanlarına haciz, bu adalet mi ya?” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, çiftçilerin ve esnafın aldıkları kredilerin faizlerini sıfırlayacaklarını dile getirdi.
Maliyetler katlanınca sonucun tüketiciye yansıdığını kaydeden Kılıçdaroğlu, “Siyaset kurumu bakıyor kimi suçlayayım? En az sesi çıkan çiftçiler, ‘O zaman çiftçileri rahatlıkla suçlayabilirim.’ diyor, ‘Çünkü onların sesi çıkmıyor.’ diyor. Evet sesiniz pek fazla çıkmıyor, kimse kusura bakmasın yani” ifadelerini kullandı.
Bir çiftçinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisine açtığı tazminat davalarını hatırlatması üzerine Kılıçdaroğlu, “O davaların hiçbir önemi yok. Ben onların tamamını kazanıyorum. Ben hak temelli mücadelemi yaparım ve sürdürürüm, o davaların da tamamını kazanacağım. En son kaybettiğim bir davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde kazandık. 13 bin avro ödediler bana. Böylece bankada 13 bin avrom var. Özellikle Türk lirasına çevirmedim. Onu Erdoğan her gördüğünde Hazineye verdiği zararı görsün diye.” ifadelerini kullandı.
“MİLLET İTTİFAKI, TÜRKİYE’NİN BU AÇMAZDAN ÇIKMASININ YOLLARINI ARIYOR”
Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin tarım ve ekonomi politikasını eleştirerek, şöyle devam etti:
“Üzülmeyin, biraz sıkıntı çekeceksiniz bunun farkındayım. Sadece siz çekmiyorsunuz. Esnafı da sanayicisi de çiftçisi de herkes büyük bir sıkıntı içinde ve bir karamsar hava var. Bunun da farkındayız ama bu karamsarlığı dağıtmak bizim elimizde. Önümüzdeki süreç içinde göreceksiniz, Millet İttifakı olarak Türkiye’nin bu açmazdan çıkmasının yollarını beraber arıyoruz. Güçlendirilmiş parlamenter sisteme nasıl geçeceğimizi, hangi ilkelerden yola çıkarak geçeceğimiz konusunda genel başkan yardımcılarının çalışmaları çok iyi gidiyor ve sonlanmak üzere. Önümüzdeki süreçte yine genel başkan yardımcılarından oluşan bir ekiple ekonomi konusunda ne yapacağımızın çalışmalarını yapacağız. Evet, iktidara geldiğimizde ekonomide ne yapacağız? Bunu da halka anlatmamız lazım.”
“POLİTİKANIN YENİ BİR YOLA EVRİLMESİ GEREKİYOR”
Çiftçilere “Karamsar olmayın” diye seslenen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
“Türkiye güzel bir ülke, güzel, çalışkan insanları, üreten insanları var. Emin olun önündeki siyasi engeli kaldırsalar çok büyük başarılara imza atacak insanlarımız var. Bakın dünyada saygın edebiyatçılarımız, doktorlarımız, mühendislerimiz, sanayicilerimiz var ama dünyada ses getiren, saygın, politikacı yetiştiremiyoruz. Politika biraz da böyle işi gücü olmayanların ya da işte ‘Bir yerden nasıl biraz kısa sürede zengin olurum?’ diye düşünen insanların alanı haline dönüştü. Politikayı buradan çekip çıkarmamız lazım. Onu çekip çıkaracak olan da ben değilim, sizlersiniz, beraber çekip çıkaracağız. Gerçekten de politika aslında kişinin kendisini topluma vakfetmesi demektir. Toplumun çıkarları için mücadele etmesi demektir ve bu mücadeleyi dünyayı örnek alarak yapar, yani dar bir alan içinde yapmaz, dünyadaki bütün gelişmeleri dikkate alır ve ona göre yapar. Katma değeri yüksek ürün üreten Türkiye, saygın bir ülkedir. Dolayısıyla bunların yapılması lazım. Onun için de politikanın yeni bir yola evrilmesi gerekiyor. Onu yapacak olan da sizlersiniz. Yani işin özeti sandığa gittiğinizde elinizi vicdanınıza koyup öyle oy kullanmanızı istiyorum. Bunu yaptığınız takdirde Türkiye düzelir. Ön yargılarımızı tamamen atmalıyız bir tarafa. Türkiye yeniden gerçekten çok iyi bir ivme kazanabilir.”
Kılıçdaroğlu’na, konuşmasının ardından Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru narenciye ürünleri hediye etti.