CHP’den Devlet’e‘aday’ tepkisi

MHP lider Bahçeli’nin Millet İttifakı ile ilgili açıklamalarına sert tepki gösteren CHP’li Özgür Özel, “Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yılının cumhurbaşkanlığını layıkıyla yapacak bir isim tarif ediliyorken, Devlet Bahçeli ilan edilmemiş adaya küfredecek kadar siyaseti bu seviyeye indirmiştir maalesef” dedi.

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında gündeme dair konuştu. Özgür Özel’in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

*Milyonlarca emekli bayram ikramiyeleri ile ilgili açıklama bekliyordu. Ancak o konuya girmedi. Türkiye ilk kez Kemal Kılıçdaroğlu’nun ağzından iki bayramda emeklilere birer maaş ikramiye sözünü duydu. Sonra 2018’de 1000’er lira ikramiye verdiler. O gün 1000 lirayla 3 çeyrek altın alınıyordu, bugün 1000 lira bir çeyrek altın alamıyor.

*Biz CHP olarak Meclis Başkanlığı’na verdiğimiz kanun teklifiyle, Plan Bütçe Komisyonunu toplantıya çağırıyoruz ve her emekli asgari ücret tutarında ikramiye alsın diyoruz.

*1100 lirayı bir miktar arttırma yoluna gideceklerdir ama emeklilere birer asgari ücretin verilmesi, ödenemeyen elektrik faturalarının, doğalgaz faturalarının; çıkıldığında mutfaktaki yangının, pazardaki yangının sönmesi için iki asgari ücretlik, iki bayramda birer ikramiye yaraya merhem olmaz ama hiç olmazsa yangını birazcık söndürebilir.

THY’NİN HUZUR HAKKI…

*Peki, kendileri ne yapıyor? Bakın elimde THY’nin Genel Kurul kararı var. Yönetim kurulunun aldığı huzur hakkına zam yapmış. Bakın emeklinin ikramiyesine geçen sene yüzde 10 zam yapan, enflasyona ezdirmeyeceğiz dedikleri emeklinin maaşına zammı uygulamayanların, emeklilerini unutanların, işçilerini, memurlarını unutanların burada THY’nin huzur hakkı…

*O huzur hakkına yüzde 190 zam yapmışlar… Bu yönetim kurulu üyeleri kim? Hepsi saraya yakın, hepsi yandaş ama bütün vatandaşlarımıza şunu söylüyorum: İkisini daha yakından tanıyorsunuz.

*Kim bunlar? Bir tanesi Fatmanur Altun. Fahrettin Altun’un eşi; Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanının değerli eşleri. Daha önce hep söyledik eve 4 maaş giriyor diye. Bizi mahkemeye verdiler, ispatladık 4 kurumdan maaşı aldıklarını. Kendisi Marmara Üniversitesi’ndeki işini bırakmıştı.

*THY Yönetim Kurulu’nda göreve devam. Zam yüzde 190… İkinci bir yönetici, o da Melih Ecertaş. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin önceki gençlik kolları başkanı. 25’er bin lira toplantılara katılıyorlar diye huzur hakkı alacaklar. Fahrettin Altun’un 29 bin lira Borsa İstanbul’dan huzur hakkı aldığını görelim. Bunlar ilave maaşlar.

*Yani İletişim Başkanlığı’nda maaş alıyor mu? Alıyor. Eşi, kendi işinde çalışınca üniversitede alıyor mu? Alıyor. Ayrıca Borsa İstanbul’un Yönetim Kurulu’ndan, Türk Hava Yolları’nın Yönetim Kurulu’ndan; 29 bin lira birine, 25 bin lira birine de huzur hakkı parası ödeniyor. Bir de THY utanmadan, sıkılmadan karara şunu yazmışlar.

*Diyorlar ki: ‘Biz yüzde 190 zam yaptık ama yarın Türk Hava Yolları’nın çalışanlarına, işçilerine zam yaparsak, o zam da buna eklenecekmiş’. Böyle bir anlayış yönetiyor Türkiye’yi, herkes bunu görsün…

“VATANDAŞ SANDIĞIN GELMESİNİ ÜMİT EDİYOR”

*Tayyip Erdoğan diyor ki: ‘Kuru nasıl kontrol altına aldıysak, inşallah enflasyonun üstesinden de yine biz geliriz’. Ya, kurun neyini kontrol altına aldın? Kur 18 liralara çıkarken, her gün yüzde 10-20 çıkarken açıklamaları sen yapıyordun. Sürekli ateşin üstüne tiner döküyordun, benzin döküyordun.

*Sonra bir gün kur korumalı mevduat dedin, kur 11,20 kuruşa geldi. Hatta dedin ki: ‘Arkadaşlar bilgi verdi; yarın 10 lira bandına oturacak, uzun süre orada kalacak’. Bugün kur 14,60. Yani o başarı dediğin günden bugüne yüzde 50 devalüasyon olmuş. Bunların iktidarında mazot fiyatı 6 ayda 4 kat artıyor, yüzde 400 artıyor.

*Sadece bunu demiyor. Tedarik kanallarının işlemeye başlayacağını, fiyatlardaki balonun söneceğini ümit ediyormuş beyefendi. Senin işin ümit etmek mi? Eğer liyakatli atamalar yapsaydın, ekonominin başına damadına ve sana sadakat dışında yeteneği, becerisi olmayan birini getirmek yerine, liyakatli bir atama yapsaydın; sonucunu öngörürdü, böyle ümit falan etmezdi.

*Ama liyakat yerine sadakati öncelediğiniz için ve ülkenin başında dünyadaki bütün ekonomistlerin tersine bir yanlışı inadına savunan birisi yönettiği için, sadece ümit edilebiliyor. Bunların ümit etmesine karşı, sadece sistem gereği sandıkta oy verebilen vatandaş sandığın gelmesini ümit ediyor, sandıkta sizi göndereceğini çok iyi biliyor. Siz ümit etmeye devam edin.

“TENEŞİR VADELİ UMUT SENETLERİNİZİ ALIN, BAŞINIZA ÇALIN”

*Pazar dağılırken köşede bekleyenler var. Çürümüş, alınmamış, atılmışları toplayanlar var. Derin yoksulluk içinde, Türkiye de çocuğunun altına bebek bezi alamayan 184 bin aile var. Çöp karıştıranlar var. Kuru ekmeğe muhtaç insanlar var.

*Bu kadar halktan kopuk olunur mu? ‘Gelecek güzel günler’ diyor; ancak sizin gitmenizle mümkün olabilir, sizin gitmenizle. 2011’den beri hedef 2023’tü. Ne oldu? Hiçbir hedef tutmadı, hepsinin fersah fersah gerisinde. 2011’in gerisindesin, bırak 2023 hedeflerini. Şimdi ne oldu hedef 2023? Döndü 2053, 2071…

*Vatandaşa teneşir vadeli umut satıyorlar. Vatandaş bu teneşir vadeli umut siyasetinin dağıtmaya kalktığın bu kuponlarını, dağıtmaya kalktığın bu çeki yırtıp atacak. 2071 teneşir vadesine umut ticareti yapan, buna senet düzenleyenler siyasetin üçkağıtçı, eski müflis dolandırıcı bankerleridir.

*Siz teneşir vadeli düzenlediğiniz umut senetlerini alın, başınıza çalın. Vatandaş bunların hepsini yırtıp atacak.

“BUNLARIN SORUMLUSU TAYYİP ERDOĞAN”

*Devlet Bahçeli’nin, Recep Tayyip Erdoğan’ın, AK Parti’yi yöneten kesimlerin açıklamalarındaki saldırgan, karşısındakini aşağılayıcı, üstten, nobran, hakaret dilinin, küfrün asıl sebebi; emekliye, emekçiye, yoksula vermeyip zengine, yandaşa verdiklerinin görülmemesi için gündemi bulandırmaktan, meseleyi başka bir boyuta çekmeye çalışmaktan başka bir şey değildir. Korku duvarları yıkılmaktadır, bir devir sona ermektedir.

*Bu iktidar bitmiştir. Bu iktidar artık şimdiye dek destek aldığı kesimlerin tamamen bu desteklerini suiistimal ettiği için, yoksula, dar gelirliye sırtını döndüğü için; daha dün emekli ikramiyesindeki iyileştirmeyi bile yapmayı çok fazla gördüğü için ve tek hedefi koltuğa oturmak, koltuğa saplanmak olduğu için, halkın derdiyle dertlenmedikleri için, artık milletin gönlünde en ufak bir yer bulamamaktadır.

*Bu iktidar, zenginden alıp fakire vermesi gerekirken, fakirden alıp zengine kaynak transfer eden bir iktidardır. Bizden daha yüksek enflasyonu olan ülkelerin haritada yerini gösteremezler. Mızrak atılan ülkelerden bahsediyor adamlar; Zimbabve’den falan bahsediyor enflasyonu bizden yüksek diye.

*Batmış, bitmiş Afrika ülkeleri ve tek adam yönetimleri bizden yüksek 6 tek ülke. Bütün bunların sorumlusu sizsiniz. Bütün bunların sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan. Zam, zam, zam; sebep Recep Tayyip Erdoğan.

“BAHÇELİ İLAN EDİLMEMİŞ ADAYA KÜFREDİYOR”

*İktidarın küçük ortağı Devlet Bahçeli çıktı her türlü hakareti ediyor ama en sonunda dönüyor dolaşıyor: ‘Efendim, bunların adayı çürük bir cumhurbaşkanı olacak’ diyor. Sizden çürük olmasınlar…

*Bu ülkede yüzde 50’ye yakın oy alması garanti; önümüzdeki cumhurbaşkanını belirleyecek olan ittifakın kendinden, bizden, mevkidaşlarından utanmıyorsan, oy veren seçmeninden utan!

*Yüzde 18 oy alıp da bugün o seçmenin yüzde 15’ini kaybetmiş olan bir parti, şimdi o seçmenin gönül verdiği ittifakın çıkaracağı muhtemel ve son derece muteber adaya şimdiden çürük diyor. Olmayan kişiye hakaret edildiği şimdi Devlet Bahçeli tarafından bir siyasi rekor olarak tarihe geçmiştir.

*Kimin olduğuna ittifak karar verecek demişken, ismi değil nitelikleri tarif ediyorken ve o niteliklerin içinde Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yılının cumhurbaşkanlığını layıkıyla yapacak bir isim tarif ediliyorken, Devlet Bahçeli ilan edilmemiş adaya küfredecek kadar siyaseti bu seviyeye indirmiştir maalesef.

“REHBERİNİZ SOYLU OLURSA BU DURUMLARA DÜŞERSİNİZ”

*Suç işleri bakanımız faaliyetlerine devam ediyor. Genel Başkan Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı sırasında yaptığı ihanetin bedelini ödeyecekmiş. 20 yıldır iktidarda AK Parti, 20 yıldır… Genel Başkan o görevi yaptığının üstünden çeyrek asır geçmiş. 200-300 müfettiş didik didik incelemiş, bir kör kuruş bulamamış. Hakim elinde, savcı elinde, polis elinde, bilgi elinde, evrak elinde, arşiv elinde…

*Varsa bir şey şimdiye kadar bin kere çıkarmaz mıydın? Sen bu yalancılığının bedelini ödeyeceksin. Ben seni göreceğim devir-teslimde tir tir titrerken. Biz gördük İstanbul Büyükşehir’in devir teslimini. Yoktun ya orada, hapurup köpürüyordun, “İSPARK’ı PKK’ya verecekler” yalanlarını atıyordun.

*İstanbul’u, İstanbullu Ekrem İmamoğlu’na verdiğinde gelseydin ya, ben ordaydım o salonda; gelseydin ya devir teslime. Ne haldeydi sizinkiler orayı teslim ederken? Suça ortak, fatura verme gününde kendi fatura makinasının başına geçer, cır cır cır para kazanıyormuş. Göreceğiz. O zaman nasıl cırtlayacaksın?

*Bu yaptıklarının bütün bedellerini Süleyman Soylu kanun önünde teker teker verecek, teker teker. Siyasetin ana kuralı: Bir şey iddia edersin, ettin. Karşı taraf inkar ediyor, reddediyor, yalanlıyorsa ispat edersin, ispatla mükellefsin. İspat edemezsen müfterisin, yalancısın, iftiracısın.

*Birinci ağızdan Faik Öztrak, birinci ağızdan bizler bunun yalan olduğunu söyledik. Koyabilir mi bir kanıt? Koyamaz, koysun hadi! Böyle yalan siyasetinin peşine takılırsanız, rehberiniz Soylu olursa, bu durumlara düşersiniz.

BunlarCHPDevlet BahçeliEmekli̇KurLi̇ramhpsertTepkiZam
Comments (0)
Add Comment