Doğru Parti Genel Başkanı Rıfat Serdaroğlu, gittiği Gaziantep’te halkın nabzını tuttu. Eski Bakan, “Korku iklimi yıkıldı. İnsanlar artık iktidarı istemediğini dile getiriyor” dedi.
Eski Sağlık Bakanı ve Doğru Parti Genel Başkanı Rıfat Serdaroğlu, il kongreleri nedeniyle yurdu karış karış dolaşıyor. Gaziantep’e giden Serdaroğlu, akşam tek başına sokağa çıkıp, vatandaşlarla konuştu ve izlenimlerini SÖZCÜ’ye anlattı. Serdaroğlu: “Vatandaşın ağzından artık alev çıkıyor. AKP’ye artık oy vermeyeceklerini yüksek sesle dile getiriyor, korku iklimi sona erdi. Perde yırtıldı” dedi.
KORKUDAN SELAM VERİLMEZDİ
Serdaroğlu şunları söyledi:
■ Türkiye’yi kongrelerimiz nedeniyle dolaşıyoruz. Bir süre öncesine kadar vatandaşlar bize korkudan selam bile vermezdi. İktidar aleyhinde bir söz söylediğimde yorum yapmaz, kayıtsız kalırdı. Şimdi ise bilerek yaratılan korku iklimi bitti.
SAĞMAL İNEK OLDUK
■ Gaziantep aldığından fazlasını ülkesine veren şehirlerimizdendir. Sanayi yatırımları ile 400 yüz bin insanımıza iş olanağı sağlar. AKP’ye önemli miktarda oy vermesine rağmen bu şehrimiz de ekonomik sıkıntı içinde ve bir milyon Suriyeli de sırtına yüklenmiş. Vatandaşın ağzından ateş çıkıyor, alev çıkıyor. Akşam arkadaşlarımdan “Yorgunum” diye izin aldım, otel odası yerine tek başıma sokaklara çıktım. Şehri, ziyarete gelen biri gibi vatandaşımız ile konuştum, dükkanlara girdim.
■ Gaziantepli çok kızgın. AKP’yi defterden silmişler. Yüksek sesle oy vermeyeceğini söyleyen çok. Bir küçük esnaf: “Biz AKP’ye oy verdik ama bizi sağmal inek gibi sağdılar” diyerek durumu özetledi. Bir zamanlar halk adamı olduklarını anlatıp, “Buharda simit ısıtıp satardım” diye övünenler bugün halkı unuttular. İktidar sahipleri halkın içine giremediği için vatandaşın halini de bilmiyor. Sokağa çıksınlar vatandaşın ağzından çıkan alevi görsünler.”
ERDOĞAN’A SESLENDİ
Serdaroğlu; konuyla ilgili internet sayfasına da izlenimlerini yazdı. Eski bakan şunları ifade etti:
■ Otele doğru yürürken, Nesimi Usta’nın bir türküsü, insanın taa ciğerine işliyordu!
“İblisin talim ettiği yola minnet eylemem,
Rızkımı veren Hüda’dır, kula minnet eylemem…”
Yazıyı bağlarken Erdoğan’a seslenelim;
Eyy Erdoğan! Gel sen de benim gibi yap. Çık o saraydan, sen delikanlı adamsın ya, korumasız tek başına yürü, özgürlüğün tadına var. Saray’da mı doğdun be arkadaş? Ne çabuk unuttun, buharda ısıttığın simitleri satıp, nafakanı çıkardığın o güzel günleri? İnsanların içine bir kez gir de, sonra saraya girebilirsen gir!
Otele yaklaştığım an, bir türkü mırıldandığımı fark ettim;
“Gitti gidiyor döner mi bilmem, dolar acısı diner mi bilmem…”