Elazığ pastaneci Mustafa Çelik, 15 yıldır çalıştığı sektörde yaşadığı en zorlu sürecin içinde olduklarını ve artık giderlerin altından kalkamadıklarını söyledi.
Çelik, yaşadığı sıkıntıların sadece kendi sorunu değil tüm esnafların sorunu olduğunu dile getirerek şunları söyledi:
“15 yıllık hizmet sektöründeyiz. Şu son süreçte özellikle son 8 aylık süreçte yaşadığımız sıkıntıları daha önce hiç yaşamadık. Ciddi anlamda sıkıntılar yaşıyoruz ve derdimizi, meramımızı hiç kimseye de anlatamıyoruz. Bu sıkıntıların sürekli bitmesini beklerken, her geçen ayın bir sonraki ayı arattığını görüyoruz. Şeker, sıvı yağ, un. Bunlar bizim için başlı başına sıkıntı. Üretici olarak ben ve diğer esnaf arkadaşlarım onlar da bizimle birlikte ciddi anlamda sıkıntı yaşıyoruz, ürün bulmakta. Un bulamıyoruz, şeker bulamıyoruz, sıvı yağ bulamıyoruz. Onların istedikleri fiyatları verdiğimiz halde, yani onların belirledikleri fiyatları hiçbir şekilde yargılamadan verdiğimiz halde yine alamıyoruz. Paramızla rezil oluyoruz.
“KENDİ PARAMIZI KULLANAMIYORUZ. DOLAR ÜZERİNDEN İŞ YAPIYORLAR”
Öyle bir dönemdeyiz ki hiç kimseye hiçbir şey soramıyoruz. Kendi, Türk paramızı kullanamaz duruma geldik. Firmalar, şirketler artık bizimle Türk parası değil de dolar üzerinden çalışmamız için yönlendirme yapıyor. Ağır baskılarla karşılaşıyoruz bu konuda. Çünkü firmalar biz ürün istediğimiz zaman, bize ürünün fabrikadan işletmeciye geldiği sürede kur farkından etkilendiğini öne sürüp bundan dolayı dolarla çalışmayı istediklerini söylüyorlar. Kendi paramızı kullanamıyoruz bundan dolayı.
Şekeri marketlerde, bakkallarda poşet poşet, kilo kilo toplamaya başladık. Biz üretici olarak düştüğümüz durumdan çok mustaribiz. Derdimizi de kimseye anlayamıyoruz. Keza belli bir süre devlet destekli un çıktı. Şu an, o da yok. 100 liraya aldığımız un şu an 400 lira. 300 liraya aldığımız şeker şu an 800 lira çuvalı. Fiyatını verdiğimiz halde bunlar bulamadığımız, alamadığımız ürünler. Üretici olarak üretim yapamıyoruz bundan dolayı. Tabi biz işletmelerimize gelen müşterilerimize bu durumu anlatamıyoruz. İnsanlar bizi fırsatçı olarak değerlendiriyor. Onlar da haklı çoğu şeyi göremeyebilirler. Biz esnaf olarak çoğu şeyin farkındayız ama derdimizi anlatamıyoruz. Müşterimizle yüzyüze geliyoruz. Bunun sebebi de şu onlar bizim yaptığımız basit zamları bile bizde fırsatçılık olarak görüyor. Ama biz zamları yapmaya mecburuz.
“GEÇEN YIL ASGARİ ÜCRETİN ÜZERİNDE MAAŞ VEREBİLİYORDUK. BU YIL ASGARİ ÜCRETİ DAHİ VEREMİYORUZ”
İşletmemizde personelimizle de ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. Geçen sene 2 bin 825 lira olan asgari ücreti biz personelimize 3 bin, 3 bin 100 lira gibi bir rakamla personel maaşı veriyorduk. Bu sene 4 bin 250 lira oldu asgari ücret. Biz şu an onu bile veremiyoruz. Personel çıkarmak zorunda kaldık. Çünkü bu zamlardan ciddi anlamda etkilendik. Personelimize istediğimiz parayı veremediğimiz için. Biz vermek istiyoruz ama bu bizim elimizde olan bir şey değil. Yani istesek de yapamıyoruz bunu. Çalışan sıkıntılı, sıkıntı yaratıyor bu konuda emeğinin karşılığını alamıyor, biz çalışıyoruz biz de emeğimizin karşılığını alamadığımız için bunu çalışan, çalışma arkadaşlarımıza da yansıtamıyoruz. Onlarla ciddi sorun yaşıyoruz. Kendi işletmemizin içinde, kendi iş arkadaşlarımızla bölünmüş durumdayız şu an. Çakışıyoruz ciddi anlamda. Ama biz bunu kimseye yansıtamıyoruz. Ben de isterim asgari ücretin üzerinde maaşlar vereyim, elemanlara. Ama bunu yapamıyoruz. Geçen dönemlerde asgari ücreti baz almıyorduk. Asgari ücretin üzerinde rakamlar veriyorduk çalışanlara. Hiçbir zaman maaş konusunda sıkıntı yaşamadık. Ama şu an ciddi anlamda sıkıntılar yaşıyoruz. Elektrik aynı, keza doğal gaz. İnanın şöyle söyleyeyim. Salonda lambaların yarısını kapatmak zorunda kalıyoruz. Dolaplarımızın hepsini çalıştıramıyoruz. Isınma konusunda, petekleri bile kapatmak zorunda kalıyoruz. Altından kalkamıyoruz çünkü. Öyle fahiş fiyatlar geliyor ki bunun altında kalıyoruz. Açıklamam gereken, söylemem gereken çok şey var ama hangi birini anlatalım.”