Partisinin kuruluşunun 2’nci yıldönümünde düzenlenen etkinlikte konuşan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Kurdaki dalgalanmaya vurgu yapan Davutoğlu, “Türk Lirasının değersizleşmesi ile Türkiye TÜİK rakamlarıyla bile yüzde 40’ların üzerinde oluşacak yeni bir enflasyon patikasına girmiştir. Bu iktidar ülkeyi 1970’lerden itibaren 30 yıl boyunca ülkeye büyük zararlar veren kalıcı yüksek enflasyon dönemine tekrar sokmuştur” dedi.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, partisinin kuruluşunun 2’nci yıldönümünde düzenlenen etkinlikte konuştu. Küçükçekmece Yahya Kemal Beyatlı Kültür Merkezi’nde düzenlenen etkinlikte, Davutoğlu gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Ekonomi ve OHAL konusuna vurgu yapan Ahmet Davutoğlu, “Bugün de iktidar kendisinin cehaleti ve ehil olmayan kadroları üzerinden oluşturduğu ekonomik krizi bir taraftan dış mihraklara bağlayarak örtmeye çalışmakta, diğer taraftan krizin varlığının bile tartışılamayacağı OHAL ilanının altyapısını hazırlamaya çaba sarf etmektedir. Buradan başta Sayın Erdoğan olmak üzere iktidar sahiplerine sesleniyorum: Devleti yöneten sizsiniz. MASAK, BDDK, SPK ve ekonomik istihbarat birimleri elinizde. Eğer birileri böylesi bir operasyon yapıyor da siz faili tespit edip ilan edemiyor ve cezalandıramıyorsanız acizsiniz; yok eğer böyle bir odak yok da siz kendi beceriksizliğinizi, cehaletinizi örtmek için bunları uyduruyorsanız halkı aldatıyorsunuz” diye konuştu.
“GENÇLER YURT DIŞINA GİDİYOR”
Beyin göçü konusuna da değinen Davutoğlu, gençlerin yurt dışına gittiğini anlatarak, “Sizin oluşturduğunuz bu korku ve kaos beklentisi iklimi gençlerimizin beyin göçü halinde yurt dışına gitmesine yol açıyor. Onların dedeleri niteliksiz işçi olarak gitmişlerdi, bugün gençlerimiz en iyi okulları bitirmiş nitelikli doktorlar, iş insanları, akademisyenler olarak gidiyor” dedi.
ERDOĞAN VE BAHÇELİ’YE ELEŞTİRİ
Cumhurbaşkanı ve AKP lideri Erdoğan ve MHP lideri Bahçeli’yi de eleştiren Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı;
“Yüzyıldır iktidarı ele geçirenin devleti sahiplenerek, devleti ve devletin düşmanlarını tanımlayarak iktidarını sürdürmeye çalıştığı zihniyete son vermenin vakti gelmiştir. Kamu düzeninin örgütlenmiş hali olan devletin sürekliliği esastır; ancak bu süreklilik hiçbir kişinin, etnik ya da mezhebi grubun, devlet içinde açık ya da gizli örgütlenmiş yapının, devletten nemalanan çıkar grubunun tekelinde değildir. Milliyetçiliği hamaset aracı olarak istismar eden Sayın Erdoğan ve Sayın Bahçeli, her fırsatta millete salladığınız parmaklarınızı bu güç merkezlerine sallayabilseydiniz bu zillet dönemi yaşanmazdı.”
“SAĞLIKTA NİTELİK GÖRKEMLİ BİNALARLA SAĞLANMAZ”
Pandemi döneminde iktidarın çelişkişi politika izlediğini kaydeden Davutoğlu, “Son pandemi bütün insanlığa sağlığın sadece vatandaşların kişisel iyiliği ile sınırlı bir konu olmadığını göstermiştir. İktidarın pandemi döneminde sergilediği çelişkili politikalar ve verilen bütün vadelere rağmen milli aşının hala halkın hizmetine sunulamamış olması iktidarın plansız kriz yönetimi ve vizyonsuz siyaset anlayışının doğal bir sonucudur. Sağlıkta ve eğitimde nitelik, görkemli binalarla değil donanımlı doktorlar, öğretmenler ve akademisyenlerle sağlanabilir” dedi.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NE DEĞİNDİ
Konuşmasında kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri konusuna da yer veren Davutoğlu, “Her gün vahşileşerek artan kadın cinayetleri hepimiz için yüz karasıdır. İktidarın, özünde kadına karşı şiddet için çıkarılmış olan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesi sığ bir popülizmden başka bir şey değildir. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmek iddia edildiği gibi aile yapımızı korumamış, aksine kadınlarımızı şiddete karşı daha da korumasız hale getirmiştir. İktidar bu konuda vaad ettiği Ankara Sözleşmesi için ise hiçbir adım atmamıştır” şeklinde konuştu.
“ERDOĞAN MAHKEME KARRALARINI YOK SAYMAKTADIR”
Davutoğlu, konuşmasının devamında şunları söyledi: “Sayın Erdoğan insanları daha yargı süreci başlamadan hain, terörist suçlu ilan etmekte, kendi üyesi olduğumuz AİHM’ni kararlarını da, AYM kararlarını da, mahkeme kararlarını da yok saymakta, Bahçeli bir adım ileri giderek AYM’nin kapatılması gerektiğini devletin hakimi edasıyla söyleyebilmektedir. İşin en acı tarafı da bütün bu adaletsizliklerin, çifte standartların milli beka iddiasıyla, milli ve manevi değerler hamaseti ile meşru kılınma çabasıdır.”
HUKUK DEVLETİ VURGUSU
‘Hukuk devleti’ konusuna vurgu yapan Davutoğlu, “Devletin ‘hukuk devleti’ niteliği nereden gelirse gelsin talimatla değil, vicdanlarıyla hareket eden yargı mensuplarıyla hayata geçirilebilir. Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı sadece sözde ya da Anayasa maddesinde yazılı olarak kaldığında hukuk devleti inşa edilemez” dedi.
“TÜRKİYE’DEKİ İŞ GÜCÜ PİYASASI KÖLE PAZARINA ÇEVRİLMİŞTİR”
Asgari ücrete ilişkin değerlendirme yapan Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı;
“Asgari ücretin 4 bin 250 TL’ye çıkarılması bu tabloyu düzeltmemiştir. Başbakanlığım döneminde enflasyonun yüzde 6-7 düzeyinde olduğu 2016 başında asgari ücreti yüzde 30 artırmıştık. Asgari ücret 2016 başında 450 dolar iken yeni ilan edilen 4 bin 250 TL ile bile 250 dolara gerilemiştir. Haftada 45, ayda 200 saat çalışan birisi için saatlik ücret sadece 1,25 dolara eşitlenmiştir. ‘Rekabetçi kur’ masalıyla Türkiye’deki işgücü piyasası köle pazarına çevrilmiştir. Servet dağılımında ise çok daha vahim bir tablo vardır. Servetin yüzde 43’ü yüzde 1’lik azınlığın elindedir. Servetin yüzde 72’ine ise nüfusun en zengin yüzde 10’u sahiptir.”
“CAHİL YÖNETİM ÜLKEYİ BORÇ GİRDABINA SOKMUŞTUR”
Türk lirasının değer kaybettiğini ifade eden Davutoğlu şunları söyledi:
*Her gün yoksullaşan halkımız enflasyon karşısında çaresiz bırakılmıştır. Kimse bütün dünyada enflasyon var demeye kalkmasın. Çarpıtılmış TÜİK rakamlarına göre bile Türkiye, dünya ortalamasının 4,5 katı, Avrupa ortalamasının 5,5 katı, bize benzeyen gelişmekte olan ülkelerin tam 4 katı enflasyon yaşamaktadır.
*Türk Lirasının değersizleşmesi ile Türkiye TÜİK rakamlarıyla bile yüzde 40’ların üzerinde oluşacak yeni bir enflasyon patikasına girmiştir. Bu iktidar ülkeyi 1970’lerden itibaren 30 yıl boyunca ülkeye büyük zararlar veren kalıcı yüksek enflasyon dönemine tekrar sokmuştur.
*Bu cahil yönetim ülkeyi tam bir borç girdabına sokmuştur. Son 9 ayda alınan akıl dışı kararlarla Türk Lirasının dolar karşısında yüzde 100’den fazla değer kaybetmesinin sonucunda 446 milyar dolar dış borç ve 157 milyar dolar hazine garantileri dolayısıyla vergilerimizle ödenecek borç artışı 2,8 Trilyon TL’dir. Bu 2022 vergi gelirlerinin iki katından fazla bir borç yükü artışıdır.
“NİTELİĞİNİ DE KAYBETMİŞTİR”
Doların 17 TL’yi gördüğünü kaydeden Davutoğlu, “Üzerindeki ayyıldızımız ile milli onurumuz temsil eden TL tasarruf aracı niteliğini de değişim aracı niteliğini de kaybetmiştir” dedi.