“Beyin uyarımı cihazları ve bunlarla yapılan tedaviler beyin üzerinden vücudun her bölgesini etkileyebilir” diyen Prof.Dr. Lütfü Hanoğlu, “Depresyondan baş ağrısı ve diğer ağrılı durumlara, felçlere, konuşma bozukluklarına (afazi) ve parkinson, alzaymır hastalıklarına, omurilik hasarından idrar kaçırmaya kadar çok geniş bir hastalık ve semptom grubunu tedavi etmeyi hedefleyen bir alan oluşturur” ifadelerini kullandı.
Son 15 yılda kaydedilen teknolojik ilerlemeler beyinde hücresel elektrik akımını ölçmek ve değiştirmek konusunda bazı cihazların da geliştirilmesini sağladı.
Depresyon ve diğer duygudurum bozukluklarından etkilendiği düşünülen beyin bölgelerine uygulanan Transkraniyal Manyetik Uyarım (TMU), psikiyatride ve nörolojik hastalıklarda kullanılan yeni bir tedavi yöntemi olarak biliniyor.
Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Lütfü Hanoğlu, beyin uyarımı (nöromodülasyon) cihazları ve bunlarla yapılan tedavilerin beyin üzerinden vücudun her bölgesini etkileyebileceğini belirterek, “Depresyondan baş ağrısı ve diğer ağrılı durumlara, felçlere, konuşma bozukluklarına (afazi) ve parkinson, alzaymır hastalıklarına, omurilik hasarından idrar kaçırmaya kadar çok geniş bir hastalık ve semptom grubunu tedavi etmeyi hedefleyen bir alan oluşturur” ifadesini kullandı.
Hanoğlu, beyin uyarımı tedavisinin günümüzde daha çok önem kazandığını vurguladı.
‘GENİŞ BİR HASTALIK GRUBUNU TEDAVİ EDEBİLİYOR’
Hanoğlu, “Beyin uyarımı, beyin üzerinde doğal bir biyolojik yanıt üretmek için sinir hücrelerini ve bazen sinirleri değişik yöntemler kullanarak (manyetik alan, elektrik ve benzeri) aktif olarak uyararak çalışır. Beyin uyarımı cihazları ve bunlarla yapılan tedaviler beyin üzerinden vücudun her bölgesini etkileyebilir. Depresyondan baş ağrısı ve diğer ağrılı durumlara, felçlere, konuşma bozukluklarına (afazi) ve parkinson, alzaymır hastalıklarına, omurilik hasarından idrar kaçırmaya kadar çok geniş bir hastalık ve semptom grubunu tedavi etmeyi hedefleyen bir alan oluşturur” ifadelerini kullandı.
Genel olarak bu tedavileri nörolojik ve psikiyatrik hastalıklarda yaklaşık 10 yıldan bu yana hem araştırma hem de klinik amaçlarla uyguladıklarını bildiren Hanoğlu, “Bu alan, günümüzde tıbbın en hızlı gelişen alanlarından biridir ve tıptan mühendisliğe birçok farklı uzmanlık alanını içererek şimdiye kadar tedavide sıkıntı çektiğimiz pek çok hastalık için umut vadetmektedir. Transkraniyal elektrik stimülasyonu (TES) ve transkraniyal manyetik stimülasyonu (TMS), en fazla kullanılan ve üzerinde deneyim kazanılmış iki temel beyin uyarım yöntemidir” değerlendirmesinde bulundu.
HANGİ HASTALIKLARDA KULLANILABİLİR?
Prof. Dr. Lütfü Hanoğlu,“invaziv” olmayan bu tekniklerde vücuda ve beyne bir şey yerleştirilmesi gerekmediğini belirterek, şunları kaydetti:
“Sadece beynin dışından, saçlı deri üzerinden hafif elektirik akımı ya da manyetik alan uygulamaları gibi yöntemler ile beynin hastalık nedeniyle bozulmuş olan işleyiş biçimi, yani networkleri düzenlemeye ve tedavi sağlanmaya çalışılıyor. Yapılan çalışmalar, bu uyarımların beyin dokusundaki sinir hücreleri üzerinde elektrofizyolojik etkilere neden olduğunu ve bu yolla sinir ağı fonksiyonunun bozulmuş durumunu normalleştirdiğini gösteriyor. Hatta oluşan bu elektrofizyolojik etkiler beyin kimyasında da dopamin ve benzeri iletici maddeleri de düzenleyerek etkili oluyor.”
Beyin uyarım ana yöntemlerinden biri olan TMS’nin ilk olarak 2008’de FDA’dan depresyon hastalarında uygulanmak üzere onay aldığını bildiren Hanoğlu, bu tedavilerin hangi hastalıklarda kullanılabileceğine ilişkin de değerlendirmelerde bulundu.
Hanoğlu, şunları kaydetti:
“Daha yakın zamanlarda migrende ve başka endikasyonlarda kullanımı için de benzer onaylar verilmiştir. Bunun ötesinde son yayınlanan tedavi yönergelerinde, özellikle inme sonrası geleneksel yöntemler ile tedavide oldukça zorluk çekilen el motor gücünün geri kazanımı için fibromiyalji ve nöropatik ağrılar için, yine inme sonrası konuşma (afazi) ve yutma bozuklukları için, multipl sklerozda spastisite (kas sertliği) ve parkinson hastalığının çeşitli semptomları için yüksek düzeyde kanıt oluşturan çalışmalar ortaya konulmuştur. Bunların yanı sıra bugün etkin bir tedavimizin olmadığı alzaymır hastalığı gibi hastalıklarda da beyin uyarımından değişik amaçlarla yararlanılmaktadır.”
“Öncelikle beyin uyarımı tedavisinin, halen seçilmiş hastalar için multidisipliner bir değerlendirme yoluyla, diğer yerleşik tedavilere ek olarak veya onlara yanıt alınamadığında uygulandığını belirtmek gerekir. Özellikle ilaçlar etkisiz olduğunda veya bağımlılık, olumsuz yan etkiler, tolerans veya toksisite gelişimi gibi nedenlerle ilaçların kullanımı sorunlu hale geldiğinde beyin uyarımı tedavisi düşünülebilir ya da geleneksel tedavilerin etkinliğini güçlendirmek için onlarla birlikte kullanılmaktadır.”
SEANSLAR MAKSİMUM 30 DAKİKA SÜRÜYOR
Hanoğlu, kullanımdaki en kolay beyin uyarımı cihazları arasında yer alan TES’in, temelde kafatası üzerinden (transcranial) zayıf bir elektrik akımı geçirilmesine dayandığını bildirdi.
Hanoğlu, “Elektrik akımı nispeten uzunca bir zaman boyunca (genellikle 5-30 dakika) süren seanslar halinde saçlı deri üzerinden altındaki beyin kabuğu bölgelerini uyarmak ya da baskılamak üzere uygulanır. Anodun altına gelen beyin dokusunda genellikle uyarılabilirlik artar iken, katodun altına gelen dokuda uyarılabilirlik azalıyor. Bu yolla ‘nöroplastisite’ denilen beyinde uzun süreli düzenleyici ve iyileştirici etkiler oluşturulur. Bu tekniğin TMS’ye göre başlıca avantajları; daha basit, ucuz ve kolay taşınabilir (hatta evde kullanılabilir) bir yöntem olmasıdır. En önemli sınırlılığı ise odaksallığının, yani beynin sadece belirli bir bölgesine hedeflenebilmenin TMS’den daha az olmasıdır. Uygulama sırasında elektrot altında iğnelenme ve uyarım sonrası kaşıntı, baş ağrısı, bulantı ve uykusuzluk çok az sıklıkta görülebilen hafif yan etkilerdir” ifadelerini kullandı.
TMS cihazının hangi durumlarda kullanılmaması gerektiği konusunda uyarılarda bulunan Hanoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
“Kafatasındaki metal plakalar, anevrizma coilleri, implante edilmiş metalik cihazlar veya çıkarılamayan metalik nesneler, koklear implant bulunan hastalarda, kalp pilleri ve benzeri implantları olan hastalarda kullanılmamalıdır. Bunun dışında aslında ciddi bir yan etki ve rahatsızlık verici durumlar izlenmez. Bunlar; ağrısız kas seğirmesi, göz veya yüzde, boyunda ağrı veya rahatsızlık hissi veya diş ağrısıdır. Nadiren senkop, yani tansiyon düşmesi izlenebilir. Cihazın çalışırken çıkardığı ses rahatsız edici olabilir ve kulaklık kullanılması gerekebilir. En önemli olası yan etki, yatkınlığı olan hastalarda epilepsi nöbetini uyarma ihtimalidir. Ancak özellikle son dönemde tanımlanan güvenlik protokollerinin uygulanması ile böyle bir riskin çok düşük olduğu büyük veri setlerinde ortaya konulmuştur.”