Kalp ve damar hastalıkları, dünyadaki ölüm nedenlerinin başında gelmeye devam ediyor. Son olarak konuya ilişkin açıklamalarda bulunan İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa-Kardiyoloji Enstitüsü Kardiyolojik Temel Bilimler Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Yıldız, yüksek kolesterolün kalp ve damar hastalıkları için risk faktörü oluşturduğunu söyledi.
Kolesterolün en önemli enerji kaynaklarından biri olduğunu belirten Yıldız, hücre zarının yapımında, hormonların yapısında ve vücudun birçok noktasında kolesterolün faydaları bulunduğunu dile getirdi.
Yıldız, kolesterolün farklı türleri olduğunu en önemlilerinin kötü kolesterol olarak adlandırılan LDL ve iyi kolesterol olarak nitelenen HDL olduğuna dikkati çekti.
LDL kolesterolün yükselmesiyle damarların tıkanmaya başladığını anlatan Yıldız, şunları kaydetti:
“LDL ve HDL damar yapısında mücadele ediyor. Eğer LDL üstün gelirse kötü kolesterol kazanıyor ve damar tıkandığı için kalp krizine neden oluyor. İyi ve kötünün mücadelesi sadece kalp damarlarında olmuyor. Eğer bu durum boyun damarlarınızda olursa felç ile karşılaşabiliyorsunuz. Eğer beyin damarlarınızda olursa demans ve alzaymır gibi birtakım hastalıklara neden oluyor. Ayak damarlarında birikirse tıkanmalara neden oluyor. Aort damarlarında birikirse aortların genişlemesine neden oluyor. Sadece kalp damarlarını değil, vücudun birçok organını etkileyebiliyor.”
“EN YÜKSEK RİSK FAKTÖRÜ SİGARA”
Yıldız, kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölen kişilerde en yüksek risk faktörü sigara olduğunu vurguladı.
Yüksek kolesterolün de önemli bir risk faktörü olduğuna değinen Yıldız, şöyle devam etti:
“Yapılan araştırmalarda total kolesterolü 160’ın üzerinde olanlar ve HDL değeri 44’ün üzerinde olanların kalp ve damar hastalıkları yani kalp krizi, felç, inme ve kalp yetmezliği riskinin daha fazla olduğu görülüyor. Yüksek kolesterol kalp ve damar hastalıkları için risk faktörü oluşturuyor. Yüksek kolesterolün düşürülmesi için diyet, egzersiz ve ilaçlarla mücadele ediliyor. Yapılan araştırmalar kolesterolle mücadele eden kişilerin hiçbir şey yapmayanların arasındaki kalp ve damar hastalıklarına yakalanma riskinin yüzde 20 daha az olduğunu gösteriyor.”