Son dakika | İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, cemaat yurdunda yaşamına son veren Enes Kara üzerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslendi. Akşener konuşmasının devamında, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’yi sert sözlerle yüklendi.
Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Enes Kara’nın kaldığı Nur Cemaati yurdunda yaşamına son vermesi üzerine konuşan Akşener, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslendi. Akşener, “Her hafta gençlerimiz ölüyor, kadınlarımız ölüyor. Ölümlerin ardından tweetler atmak yetmiyor. Gel iktidar ve muhalefet el ele verelim bu ülkenin lügatından kadın ve genç ölümlerini silelim. Ben ve partim açık gönüllülükle her türlü katkıyı vermeye hazırız” dedi.
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’yi sert sözlerle eleştiren Akşener, “Komplo teorileriyle saçmalayan bir atanmış özgüveni bırakın ekonomiyi matematik bile bilmeyen büyük bir cehalet görüyoruz. Buradan ekonomiyi yönetenlere sesleniyorum lütfen bir an önce aklınızı başınıza alın” ifadelerini kullandı.
Akşener’in açıklamalarında öne çıkanlar şöyle:
“Haftaya çok acı haberlerle başladık. Daha hayatlarının baharındayken, Enes oğlumuzu, Raziye ve Dilara kızlarımızı kaybettik. Enes’i, aynı Fedai öğretmenimiz gibi, hapsedildiği umutsuzluğa kurban verdik.
Elinden alınan özgürlüğe, en yakınlarından gördüğü umursamazlığa, ve yaşamaya zorlandığı hayatın sonucunda, çıkışı intiharda bulmasına kahrolduk.
Buradan, Sayın Erdoğan’a, bir çağrıda bulunmak istiyorum. Artık yeter. Bu ölümlerin artık durması gerekli. Senin de çocukların var, senin de torunların var. Bu ölümlere, benim üzüldüğüm gibi, senin de üzüldüğünü biliyorum. Bunun siyasi bir yanı yok. Her hafta, çocuklarımız ölüyor. Her hafta, gençlerimiz ölüyor. Her hafta, kadınlarımız ölüyor.
Ölümlerin ardından tweetler atmak yetmiyor. Kaybettiğimiz her gencin ardından, üzüntü beyanlarında bulunmak yetmiyor. Katledilen her kadının ardından, ağıt yakmak yetmiyor. Gel, iktidar ve muhalefet el ele verelim,
bu ülkenin lügatından, kadın ölümlerini, genç ölümlerini silelim. Ben ve partim, açık yüreklilikle her türlü katkıyı vermeye hazırız. Yeter ki artık çocuklarımız ölmesin. Yazıktır.
NEBATİ’YE TEPKİ
Komplo teorileriyle saçmalayan bir atanmış özgüveni bırakın ekonomiyi matematik bile bilmeyen büyük bir cehalet görüyoruz. Buradan ekonomiyi yönetenlere sesleniyorum lütfen bir an önce aklınızı başınıza alın. Belli ki sizin kapasiteniz kısıtlı o nedenle size ne yapmanız gerektiğini ben söyleyeyim. İşe önce enflasyon sarmalını tersine çevirmekle başlayın.
Bakın aynı 128 milyar dolar meselesinde olduğu gibi yine gizli kapaklı işler yapmaya başladınız. Bankaların sizde zorunlu karşılık olarak tutukları rezervlerle kura müdahale ediyorsunuz, yatırım yapmak isteyen iş dünyasını dövizini bozdurmazsan sana kredi vermem diye tehdit ediyorsunuz. Yapmayın bu gizli kapaklı işlere olan merakınız ve kural tanımazlığınız ekonomiyi daha da kırılgan hale getiriyor. İlk yapmanız gereken enflasyonla mücadeleye öncelik verip ekonomideki belirsizlikleri ortadan kaldırmak.”
Buradan ekonomiyi yönetenlere sesleniyorum: Lütfen, bir an önce, aklınıza başınıza alın. Belli ki, sizin kapasiteniz sınırlı. O nedenle, size, ne yapmanız gerektiğini, ben söyleyeyim: Eğer gerçekten, makroekonomik bir istikrar yakalamak istiyorsanız;
İşe, ilk önce, enflasyon-devalüasyon sarmalını, tersine çevirmekle başlayın. Şu anda, Türk Lirası’nın, tehlikeli derecede değersiz olmasının sebebi; bu enflasyon-devalüasyon sarmalına karşı, çözüm üretemiyor olmanız.”
“GİZLİ KAPAKLI İŞLER”
“Bakın; aynı 128 milyar dolar meselesinde olduğu gibi, yine, gizli kapaklı işler yapmaya başladınız. Bankaların sizde, zorunlu karşılık olarak tuttukları rezervlerle, kura müdahale ediyorsunuz. Yatırım yapmak isteyen iş dünyasını; ‘dövizini bozdurmazsan, sana kredi vermem’ diye, tehdit ediyorsunuz. Üretim yapmak için, ihracat gelirine ihtiyaç duyan sanayicinin, gelirinin yüzde 25’ine, el koyuyorsunuz.”
Sayın Erdoğan artık son demlerini yaşadığın, 20 yıllık devri iktidarının sonucunda çocuklarımızı, yoksulluğa mahkûm etmişsen, onları Cumhuriyetimizin sunduğu fırsatlardan, mahrum etmişsen, geleceklerinin önüne setler örmüşsen, sen artık, o koltukta oturmayı da, hak etmiyorsun demektir. Bu kadar basit.
Eğitim bursunun amacı nedir? Maddi imkânı olmayan gençlerimize, eğitimden mahrum kalmasınlar diye eğitim hayatları boyunca, maddi destek sağlamaktır. Bu, her ülkede böyledir. Gençler eğitimlerini tamamlayıp iş sahibi olduklarında da bu borcu öderler. Yani bu ikili bir anlaşmadır. Bir öğrenci, bu borcu ne karşılığında alır? Devletin sağlayacağı, eğitim ve iş imkânı karşılığında alır. Peki ya bu iktidar, çocuklarımıza, iyi bir eğitim sağlıyor mu? Hayır. Peki ya bu iktidar, gençlerimize, iş imkânı sağlıyor mu? Hayır. Tam tersine iş sağlayan işletmeleri, batırmak için çalışıyor. Peki o zaman, iş yoksa, bu gençler borcunu nasıl ödeyecek? Orası belli değil…
Bir anlaşmanın geçerli olması için her iki tarafın da anlaşmanın şartlarını yerine getirmesi gerekmez mi? Gerekir. Sayın Erdoğan sen, iş imkânı sağlamaktan vazgeçmişsin ama borcu tahsil etmekten vazgeçmiyorsun. Uğur’un dediği gibi üniversiteler gelir kapısı olmuş. Sen, iyi bir eğitim verme görevinden vazgeçmişsin ama KYK borcuna, faiz uygulamaktan vazgeçmiyorsun. Yani sen üstüne düşen hiçbir şeyi yapmamışsın sonra da çıkıp, tefeci gibi, gençlerin üzerine çöküyorsun. Ayıptır, günahtır.”