İYİ Parti Genel Başkanı Akşener: Erdoğan seçilmişleri sevmiyor

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İBB Başkanı ve Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı yardımcısı adayı Ekrem İmamoğlu ile eşi Dilek İmamoğlu, İstanbul’un 963 muhtarıyla Yenikapı’daki Dr. Mimar Kadir Topbaş Gösteri ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen iftar programında bir araya geldi.

İBB’nin ev sahipliğinde düzenlenen iftar programında konuşan İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, “İster köyde, ister mahallede muhtar dediğimiz zaman, gidip derdimizi anlattığınız, bütün gençlerini tanıyan, bütün ailelerini tanıyan ve o ailelerdeki sorunların çözümüne katkıda bulunan, hangi ailenin ihtiyacı var onu bilen ve bir milletvekilinden daha fazla oy alarak seçilen hem milleti, hem devleti temsil eden kişidir muhtar” dedi.

“AK PARTİ MAHALLE TEMSİLCİSİ YERİNİZİ ALSIN DİYE YAPILDI”

Akşener, şunları söyledi:

* “Ben hem eski bir İçişleri Bakanı olarak hem de o muhtarlığın gençliğinde, çocukluğunda ne manaya geldiğini bizzat tecrübe etmiş bir kişi olarak konuşuyorum. Şimdi esas mesele ne? Para düzeltilir. İmkanlar sağlanır. Her şey olur. Ama esas mesele muhtarın demin saydığım bütün özelliklerinin ortadan kaldırılmasıdır. Bir milletvekilinden daha fazla oy alarak seçilen muhtar; kendini seçenlere hesap verir, onların arkasında durur. Onların her şeyini bilir.

* Bunu bilen muhtar o mahallede sığınmacı kaç kişidir bilir. O mahallede uyuşturucuyu kim satıyor bilirdi. Gençleri nasıl koruyacağını bilirdi. Karısına veya ailesine şiddet uygulayan adamla nasıl konuşulacağını bilirdi. Esas mesele bunlar elinizden alındı. AK Parti’nin mahalle temsilcisi sizin yerinizi alsın diye yapıldı bütün bunlar. Bu dümenleri çözeceğiz biz. Asıl mesele budur” diye konuştu.

“MİLLET İTTİFAKI’NIN MAHALLE BAŞKANLARI DEĞİL SİZ YAPACAKSINIZ”

Bakanlığı döneminde muhtarların kendisini ziyarete gelip yeşil pasaport talebinde bulunduğunu aktaran Akşener, sözlerine şöyle devam etti:

* “Hey gidi günler, hey. O gün milletin oylarıyla seçilmiş, o seçilmişliğin saygısını gören muhtar bugün bütün yetkileri, bütün iletişim kaynakları elinden alınmış, o verilen bütün oya rağmen etkisiz hale getirilmiş bir millet temsilcisidir. Yani bizim yapmamız gereken ve yapacağımız şey şu. Elbette ekonomik olarak her türlü eksiğin giderilmesi lazım. Ama FAK-FUK-FON’un mahallenizde dağıtımını siz yapacaksınız. Yani Millet İttifakı’nın mahalle mensupları değil, mahalle başkanları değil, siz yapacaksınız.

* Devletin oluşturduğu milletin parasını, millete siz dağıtacaksınız.  O sokakta o mahallede kayıt olmak zorunluluğu sizin olacak. Gidip Nüfus Müdürlüğü’nden kağıt alıp sizi çırak çıkaramayacak hiç kimse. Bileceksiniz; hırlı mıdır, hırsız mıdır, uyuşturucu satıcısı mıdır? Siz bilirdiniz. İstanbul, büyük bir şehir olmasına rağmen 20 yıl evvel bu derece uyuşturucu satıcısı mahallelerde, ara sokaklarda yoktu. Şimdi var. Çünkü sizin elinizden bütün yetkiler alındı. Mahallenizde kimler yaşıyor bilme imkanımız yok.”

“ERDOĞAN SEÇİLMİŞLERİ SEVMİYOR”

Bu keşmekeşin özel olarak yaratıldığını vurgulayan Akşener, şu ifadeleri kullandı:

* “Niye? Çünkü Sayın Erdoğan ve arkadaşları seçilmişleri sevmiyor. Üzgünüm bunu söylemek zorundayım. Seçilmişi sevmiyor. Büyük oy alarak geleni de sevmiyor. Çünkü, çünkü tek adam sistemini tercih ediyor. Seçilmişin arkasının boşaltılması  muhtarlıkla başladı, devam etti ve bugün gelinen noktada meclisin kıymeti harbiyesi kalmadı.

* Önce sizle başladı. Milletvekilleri o zaman durabileydi, muhtarların elinden birer birer alınan o yetkililer karşısında siyasetin TBMM  ayağı durabilseydi bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi böyle bir durumda olmayacaktı. Vatandaş 2017’de bu ucube sisteme oy vermeyecekti. Yani ne demek istiyorum? Bugünkü bu şartlar göz göre göre geldi ve maalesef gereken direnç, gereken vatandaşımızı aydınlatma yapılamadı.”

AKP SEÇMENİNE SESLENDİ: 1 ŞAHIS HAFTADA 36 BİN İMZA ATAMAZ

Akşener, konuşmasının devamında şunları söyledi:

* “Zararın neresinden dönülse kardır. Bu seçim önemli bir seçim. Bu seçimin,  iki ittifakın birbiriyle mücadele ettiği bir seçim gibi algılanmaması lazım. Beni birçoğumuz eskiden beri tanır. Ben seçmeni velinimet kabul eden, seçmene ulaşmanın yolunun siyasi partilerin rekabetinin hizmet üzerinden, proje üzerinden olması gerektiğine inanan kapsayıcı bir dilin olması gerektiğine inanan, taban politikacılığına inanan, o mahalleye gidildiğinde ilk önce muhtarın ziyaret edilmesi gerektiğine inanan biriyim. Eczacılara da yapılmaya çalışıldı aynı şey. Yani mahallenin insanlarını tanıyan, bilgi sahibi olan hiçbir Allah’ın kulunu, bu sistem istemedi. Kamplaştırmak açısından konuşmuyorum. Ama bu seçimden sonra eğer herhangi bir yanlışlık olursa bir daha parlamenter sistemi konuşacağımız, yeni baştan bir sistem kurmaya yönelik  söz edebileceğimiz bir düzen ve dönem kalmayacak.

* Ben özellikle AK Partili kardeşlerime seslenmek isterim. Sayın Erdoğan’ın seçildiğini varsayın. Son dönemi. Partisinde kimseyi  bırakmadı. Ama o 5 yılın sonunda, bu ucube sistem devam ettiğinde aynı yetkilerle ve uğranılan haksızlıkların, yapılan yanlışlıkların oluşturduğu bir büyük öfkeli kalabalığın eliyle birisi seçilecek. O kişi dünyanın en iyi insanı olsa dahi o yetkilerle bir sene sonra kafayı yer. Haftada 36 bin imza atılan bir düzen olamaz. Bir şahıs bir haftada 36 bin imza atamaz. Dolayısıyla AK Partili kardeşlerimin bu seçimde mutlaka  bu düzeni, bu ucube sistemi değiştirecek şekilde oy vermesi gerek. Türkiye’nin geleceği açısından, evlatlarının geleceği açısından  özellikle Sayın Erdoğan’ın en çok sevenlerin oy vermesi lazım ki bu sistemin değişmesine Türkiye’nin yeniden düşmanlıkları bir kenara bırakıp barıştığı, sarıldığı ve parlamenter sisteme  geçişin olduğu Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yeniden güçlü ve itibarlı olduğu, muhtarlık kavramının yeniden en güçlü hale geldiği  o sistemi kurmak için, inşa etmek için ve cumhuriyetimizin bize kazandırdığı o değerlerle barışmak için ve Türkiye’nin nefes alması için…

* Elbette 14 Mayıs’ta  hem Sayın Kılıçdaroğlu’na hem de Millet İttifakı’nın  bünyesinde iki siyasi parti olarak geliyoruz ayrı ayrı biri Cumhuriyet Halk Partisi diğeri İYİ Parti.  Cumhuriyet Halk Partisi’nin üyesi, onun gönüldaşı olan arkadaşlarımıza bir şey demiyorum. Ama velakin özellikle AK Parti’ye oy veren kardeşlerimin, İYİ Parti’ye oy vermelerini kendilerinden rica ediyorum bu ülkenin nefes alması için. Ve 14 Mayıs akşamı inşallah ucube sistemden kurtulduğumuz ve Türkiye’de bir sayın Cumhurbaşkanımızı gönderdiğimiz, 13’üncü Cumhurbaşkanımız Sayın Kılıçdaroğlu’nu da ‘buyurunuz efendim’ diyerek yerine oturttuğumuz bir akşam yaşanacak inşallah. Ama öncelikle sizlerin helal oylarıyla.”

İMAMOĞLU: MUHTARLAR İÇİN DAİRE BAŞKANLIĞI KURDUK

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da çok eski bir makam olan muhtarlık kurumunu kaybetmek yerine güçlendirmek gerektiğine dikkat çekerek göreve geldikleri andan itibaren İBB olarak muhtarlara yönelik hizmetlerini anlattı. İmamoğlu “Daha önce müdürlük diye tariflenmiş muhtarlık müessesesi artık İstanbul’da bir daire başkanlığı. 2022 yılında 8 milyon lirayla başlayan bütçesi olan daire başkanlığımız bu yıl 59 milyon liranın üzerinde bir bütçeyle muhtarlarımıza hizmet sunacak” dedi.

Yetkili kurumların muhtarlıklarla beraber çalışmasının önemine işaret eden İmamoğlu “Örneğin biz tabii ki kurumsal olarak büyükşehir belediyesinin kapısını çalan ve onlara destek sunduğumuz on binlerce hatta dönem dönem yüz binlerce diyeceğimiz vatandaşımız var. Ama muhtar nasıl bir kapı? Muhtar her vatandaşın ilk sıkıştığı anda ya da bir ailenin kendini yalnız hissettiği çaresiz hissettiği bir anda en yakınında çalacağı kapı muhtarlarımız. Göreve geldiğimiz ilk ramazan ayında bütün muhtarlarımıza ciddi sayıda bir Ramazan desteği konusunda dağıtım yaparak onlara dedik ki ‘siz alın ve bildiğiniz fakir vatandaşlarımıza, ihtiyaç olan vatandaşlarımıza siz dağıtın’ dedik. 5 yıldır bu geleneği sürdürüyoruz. Alan elin veren eli görmediği bir sistem içerisinde en özenli davrandığına inandığım ve bizimle iş birliği yapan bütün muhtarlarımıza yürekten teşekkür ediyorum” diye konuştu.

“BU BİR SİYASİ PROPAGANDA KONUŞMASI DEĞİL”

İmamoğlu, konuşmasında şunları söyledi:

* “Önümüzde bir seçim var. Biz bu seçimde memleketin bütün demokrasi unsurlarını hak ettiği yere taşıyacak örnek çalışmaları yapmış Millet İttifakı’nın belediyeleri olarak başta sizlere de yürekten selamlarımı iletmek istiyorum. 13’üncü Cumhurbaşkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nün bunun en yüksek savunucusu olacağını buradan hepinizin huzurunda söylemek isterim. Muhtarlarımızla ilgili yıllardır söylemleriyle sürekli hem Cumhuriyet Halk Partisi adına hem İYİ Parti adına ve diğer ittifak unsurlarıyla beraber birleşik bir biçimde özellikle 14 Mayıs’tan sonra bilinmelidir ki; sadece muhtarları güçlendirmek değil, yerel yönetimleri de güçlendirmek, demokrasinin yerelden şahlanacağını bilen bir kavramla bu konuda kayıtsız şartsız üstün bir mücadele vereceğini belirtmek isterim.

* Her vatandaşımızın, her yöneticinin titiz düşünmesi gerektiğini özellikle 13’üncü Cumhurbaşkanımız olacak olan sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun ve burada bizimle beraber bulunan İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener hanımefendinin bir araya geldiğinde nasıl bir güç olduğunu en iyi bilenlerden birisiyim. Zira İstanbul seçiminde vatandaşını düşünen,  vatandaşıyla konuşan, vatandaşını incitmeyen bir kavramla hem o dönemin kampanyasını yürüten, hem de İstanbul’da önemli bir demokrasi zaferi elde edilmesine imza atan bir birlikteliktir bu. İşte aynı birliktelik şimdi daha güçlü.

* Çünkü 4 yılı aşkın süredir belediyelerde elde ettiğimiz başarı ve özellikle bizleri de yanlarına katarak güçlendirilmiş bir modelle hem Ankara Belediye Başkanımız Mansur Yavaş hem de bizle bu sürece destek olarak çok güçlü bir şekilde seçime giriyoruz. Açıkçası ben İstanbul’daki muhtarlarımızdan elini vicdanına koyarak, bizleri takip ederek en üstün demokrasi yönünde kararlarını verme konusunda kendi iradelerini ortaya koyacağını düşünüyorum. Bu bir siyasi propaganda konuşması değil. Bunun adı aslında memleket geleceği adına herkesin elini taşın altına koyma meselesidir.”

AkşenerBütünMahalleMi̇lletMuhtarSi̇stem
Comments (0)
Add Comment