Antalya”nın Konyaaltı ilçe merkezindeki 3’üncü yüzyıl Roma dönemine tarihlenen ve 15 lahdin tespit edildiği Antalya Müze Müdürlüğü’ne bağlı yerleşim alanının, uzun yıllardır defineciler tarafından tahribata uğradığı ortaya çıktı.
Konyaaltı merkezindeki Hurma Mahallesi’ne sınır Üzümcek Dağı’nın arka tarafında, Hacısekililer Mahallesi Domuzağılı mevkinde, AÜ Arkeoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Nevzat Çevik tarafından 1993’te tarihi bir yerleşim alanı belirlendi. İlk belgelemelerin o yıllarda yapıldığı, 3’üncü yüzyıla tarihlenen köy niteliğindeki yerleşim alanına, uzun yıllardır definecilerin büyük zarar verdiği tespit edildi.
Bölgede haziran ayı başlarında AÜ Arkeoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Gül Işın ve öğrencilerinden oluşan bir ekip, yeni bir belgeleme çalışması başlattı. Daha önceki yıllarda tespit edilen dört ayrı öbekteki, üzerlerinde çeşitli betimlemelerin de olduğu 3’üncü yüzyıl Roma dönemine tarihlenen 15 lahitte yeni belgeleme çalışmaları yapıldı. Müze müdürlüğü denetimindeki tarihi yerleşim alanındaki lahitlerin kırıldığı, parçalandığı ve alanın uzun yıllardır definecilerin talanı nedeniyle büyük tahribata uğradığı tespit edildi. Gerekli önlemler alınmadığı için köylülerin, yerleşim alanına giden yolu taşlarla kapatarak, definecileri engellemeye çalıştığı görüldü.
‘GÖZDEN KAÇMIŞ HUSUSLARI DEĞERLENDİRMEK İSTEDİK’
Küçük bir köye benzer tarihi yerleşim alanında ilk çalışmaların 1993’te Prof. Dr. Nevzat Çevik tarafından başlatıldığını belirten Işın, ardından 1998 ve 2011’de tescil çalışmaları yapıldığını söyledi. Alanın kurum ve kuruluşlar tarafından bilindiğini, o yıllarda bilim dünyasına tanıtıldığını da anlatan Işın, “Bizim buraya gelmemizin sebebi belgelemeleri yeniden gözden geçirmek arzusuydu. Belgeme konusunda yeni teknolojiler gelişti, öğrencilerimiz bu yeni belgeleme yöntemlerinde uzmanlaşma arzusunda oldukları için hem saha pratiğini artırmak, hem de bu alanla ilgili gözden kaçmış hususları değerlendirmek istedik” diye konuştu.
‘AMACIMIZ KORUMA TEDBİRLERİYLE ZİYARETÇİYLE BULUŞTURMAK’
Lahitlerin ot temizliği yapılarak görünür hale getirildiğini belirten Prof. Dr. Gül Işın, alanda definecilerin tahribatına ilişkin şunları kaydetti:
Eski yıllarda ve son dönemlerde tahribat olduğunu biz de gözlemlediğimiz için müzeyi haberdar ettik. Müze müdürlüğü de jandarmayı haberdar etti. Bu tahribatı engelleyebilmek için uzun soluklu ve sürekli tekrar eden kontrollerini artırdı jandarma. O noktada bir suçüstü de yapıldı açıkçası. Fakat biz çalışmaya başladığımız haziran başından beri kontrol altında. Umarız ki bundan sonra bir daha öyle şeyler yaşanmaz. Zaten amacımız bizim bu doğru ve nitelikli belgeleme sonrasında koruma tedbirlerini artırmak ve alanı belki ziyaretçiyle de buluşturma imkanı yaratmak. Nihayette meraklı çok kişi var. Elbette bu bölgede yanı başında yaşayan, örneğin Hurmalılar belki görmek ister, ama önce korunması gerekiyor alanın.”
‘ROMA İMPARATORLUĞU DÖNEMİYLE VERİLER NET’
Bölgede benzeri çok fazla küçük yerleşim alanı olduğundan bahseden Işın, “Burası sadece onlardan bir tanesi, gözlemlediğimiz kadarıyla M.S. 3’üncü yüzyıl başlarına ait. Genellikle hemen tüm lahitlerin yapılış tarihleri aşağı yukarı bu süreci gösteriyor. Hem yazıtlar hem de betimlemelerindeki özellikler nedeniyle bu tarihi verebiliyoruz. Aynı zamanda arkada küçük bir yerleşim alanı var. Orada da bazı mimari buluntular, bezemelerle ilişkili yaptığımız analizlere göre Roma İmparatorluğu dönemiyle ilişkili verilerin net olduğunu söyleyebiliriz. Lahit dışında çok az, esas itibarıyla nekropol alanı, bu şekilde 3-4 adet daha lahit öbekleri var. Toplamda 15 adet lahit var. Biraz daha yukarısında bu lahit öbeklerinin yapıldığı taş ocakları var. Onların yapılış aşamalarına dair fikir veren, yarım yapım kapaklar, lahitler gibi arkeologlar için ilginç veriler sunan bulgular var” ifadelerini kullandı.
‘TARİHİ KÖYÜN ADI BİLİNMİYOR’
Köy niteliğindeki bu yerleşimin adını henüz bilmediklerini açıklayan Işın, sözlerini şöyle noktaladı:
“Yerleşimin bir köy niteliği taşıdığını tahmin ediyoruz. Çünkü kamusal yapılara dair izleri henüz yakalayamadık bu süreçte. Ama bu yerleşime atıfta bulunabilecek bazı çevre illerden Attalia, Termessos, Phaselis gibi çevre kentlerin kullanım alanında olabilen, olması gereken bir köy niteliğinde ve bazı yazıtlarda farklı önermeler olabiliyor buradaki yerleşmeyle ilgili. Şu anda onu araştırıyoruz. Biz de tam olarak bir şey söylemekte zorlanıyoruz. Ama bildiğimiz kadarıyla Attalia kasasına ceza ödemelerinin yapıldığı, yani Attalia ile bağlantılı bir köy. Şu ana kadar ki bilgilerimiz bize bunu gösteriyor.” (DHA)