Rusya-Ukrayna savaşıyla artan jeopolitik riskler bu hafta da varlık fiyatlamalarında başrolü oynarken, konuya ilişkin gelişmeler önemini sürdürüyor.
ABD’nin Rusya’dan petrol ve petrol ürünlerini yasaklamasıyla nisan vadeli kontratlarda Brent petrolün varil fiyatı 139,1 dolarla son 14 yılın en yüksek seviyesine çıkarken, sorunun diplomasi yoluyla çözülmesi için adımlarla petrol kazançlarını geri verdi.
Petroldeki gerilemede Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), İran ve Venezuela’nın arza katkı sağlayacağı haberleri de etkili oldu.
Hafta içinde Türkiye’nin ara buluculuğu ile Antalya’da Rusya-Ukrayna-Türkiye üçlü dışişleri bakanları toplantısında bir araya gelirken, toplantıdan somut bir sonuç alınamadı.
Dünya genelinde şirketlerin Rusya karşıtı yaptırımlara katılımı devam ederken, şimdiye kadar Rusya’daki ortaklıklarından çıkan ve ticari faaliyetlerini durduran şirket sayısının 150’yi aştığı belirtiliyor.
Ülkedeki ticari faaliyetlerini askıya aldığını duyuran şirketler arasında McDonald’s, Starbucks, Coca-Cola, Pepsi, Nestle, Philip Morris, Sony ve JP Morgan Chase gibi şirketler de yer alıyor.
Rusya borsası bu hafta da işleme açılmazken, Rusya yaptırımlara karşı bazı ürünlerin ihracatını 2022 sonuna kadar yasakladığını duyurdu.
Analistler, Rusya-Ukrayna savaşının özellikle emtia fiyatlarında oynaklığı artıran başlıca sebep olduğunu belirterek, konuya ilişkin gelişmelerin yüksek enflasyon sıkıntısıyla karşı karşıya olan dünya ekonomilerini zor durumda bıraktığını söyledi.
Rusya-Ukrayna savaşındaki seyrin varlık fiyatları üzerinde etkili olmayı sürdürmesinin beklendiğini kaydeden analistler, gelecek hafta açıklanacak Fed’in faiz kararının ise yatırımcıların odağına yerleştiğini aktardı.
Fed’in bu toplantıda Kasım 2018’den bu yana ilk kez faiz artışına gitmesi beklenirken, kararın büyüklüğünün 25 baz puan olacağı fiyatlanıyor.
Analistler, faiz kararıyla birlikte karar metni ve Fed Başkanı Powell’ın sözle yönlendirmelerinde gelecek dönem para politikasına yönelik ipuçlarının aranacağını belirtti.
EMTİA FİYATLARI REKOR SEVİYELERDEN DÖNDÜ
Rusya-Ukrayna savaşının emtia tedarikinde sıkıntılara yol açacağı endişesiyle emtia fiyatlarında dalgalanmalar bu hafta da devam etti.
ABD’nin Rus petrolü, sıvılaştırılmış doğalgazı ve petro kimya ürünlerini yasaklamasının ardından vadeli işlemlerde 139,1 dolar seviyesine kadar çıkan Brent petrolün mayıs vadeli varil fiyatı, diplomasi adımları ve yeni tedarikçilere yönelik haber akışıyla haftayı yüzde 4,7 değer kaybıyla 112,5 dolardan tamamladı.
Avrupa’da nisan vadeli doğal gaz kontratları geçen hafta yüzde 106,8 artışla 192,55 avroya çıkmasının ardından, ABD’nin Rusya’ya yaptırımlarıyla hafta başında 345 avroya kadar yükselse de haftanın geri kalanında geriledi ve haftayı yüzde 31,9 azalışla 131,2 dolardan tamamladı.
Mayıs vadeli buğday kontratları da hafta içinde 1.294 doları görmesinin ardından düşüşe geçerek haftalık yüzde 8,44 değer kaybıyla 1.107 dolara indi.
Altının ons fiyatı devam eden jeopolitik risklerle bu hafta da yükselişini sürdürürken, yüzde 0,84 değer kazancıyla 1.986,9 dolara çıktı.
ABD’de artan enflasyon endişeleri ve Fed’in şahinleşen tutumuyla tahvil piyasasında satış ağırlıklı seyir güçlenirken, ABD’nin 10 yıllık tahvil faizi haftayı yaklaşık 17 baz puan artışla yüzde 2’den tamamladı.
Dolar endeksi de haftalık yüzde 0,6 yükselerek 99,1’le 18 Mayıs 2020 haftasından bu yana en yüksek haftalık kapanışını yaptı.
Nikel fiyatları da tedarik sıkıntılarının yanı sıra spekülatif işlemlerin de güçlenmesiyle Londra Metal Borsası’nda (LME) yüzde 100’den fazla artarak 100 bin dolar seviyelerini test etmesinin ardından LME bu varlıktaki işlem sırasını durdurdu.
ABD’DE ENFLASYON ENDİŞESİ BÜYÜYOR
ABD’de pay piyasaları bu hafta Rusya-Ukrayna savaşının getirdiği belirsizlikler ve artan enflasyon endişeleriyle geriledi.
Şubat ayında Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) yıllık bazda yüzde 7,9 ile 1982’den bu yana en yüksek artışı kaydetti.
Verinin ardından açıklamalarda bulunan ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle enflasyonun bu yıl “rahatsız edici” düzeyde yüksek kalmasının beklendiğini, ancak bir resesyon öngörmediklerini ifade etti.
Öte yandan, ABD Başkanı Joe Biden Rusya’ya karşı yeni yaptırımları uygulamaya almaya devam edeceklerini duyururken, son olarak ABD müttefiklerini Rusya ile ticareti tamamen durdurmaya davet etti.
ABD’de bu hafta açıklanan diğer makroekonomik verilere göre ise dış ticaret dengesi 89,7 milyar dolar açık verirken, Michigan tüketici güven endeksi 59,7’ye geriledi.
Söz konusu gelişmelerle S&P 500 endeksi haftalık bazda yüzde 2,88, Nasdaq endeksi yüzde 3,53 ve Dow Jones endeksi yüzde 1,99 değer kaybetti.
14 Mart ile başlayan haftanın veri takviminde, salı Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) ve New York Fed sanayi endeksi, çarşamba Fed’in faiz kararı ve Powell’ın konuşması ile perakende satışlar, çarşamba inşaat izinleri, konut başlangıçları, sanayi üretimi, kapasite kullanımı ve haftalık işsizlik maaşı başvuruları ile cuma ikinci el konut satışları takip edilecek.
AVRUPA’DA BORSALAR YARA SARDI
Rusya-Ukrayna savaşıyla Avrupa borsalarında oynaklık en üst seviyede seyretmeye devam ederken, gelecek hafta da konuya ilişkin gelişmeler ile birlikte perşembe günkü İngiltere Merkez Bankası’nın (BoE) faiz kararı yatırımcıların odağında olacak.
Tahvil piyasalarında BoE’nin politika faizini 25 baz puan artıracağı fiyatlanırken, karar metninde ve BoE Başkanı Andrew Bailey’nin toplantı sonrasında yapacağı açıklamalarda bankanın gelecek dönemdeki para politikasına ilişkin ipuçları aranacak.
Hafta içinde Avrupa Merkez Bankası (ECB), piyasa beklentileri doğrultusunda faizlerde değişikliğe gitmezken, enflasyon görünümünde bir zayıflama görülmemesi halinde varlık alımlarının 3. çeyrekte sonlandırılacağını bildirdi. Banka ayrıca, büyüme beklentilerini düşürdü, enflasyon beklentilerini ise yukarı yönlü revize etti.
Karar sonrası açıklamalarda bulunan ECB Başkanı Christine Lagarde, bankanın, net tahvil alımı sona erdikten bir süre sonra faizleri artıracaklarını ve bu artırımın kademeli yapılacağını belirtirken, fiyat istikrarı için ne gerekiyorsa yapılacağını vurguladı.
Ukrayna ile Rusya arasındaki savaş ise Avrupa piyasalarında ana risk unsuru olmayı sürdürüyor. Bölge ülkelerinin Rus doğal gazına bağımlılığı ve derin ekonomik bağlar ülke ve şirketleri zor durumda bırakmaya devam ediyor.
Alman bankası Deutsche Bank, hafta içinde Rusya’da 1,4 milyar avro (1,55 milyar dolar) brüt kredi riski olduğunu açıklayarak Rusya pazarından çıkmalarının sakıncalı olduğunu kaydetmesine karşın gelen tepkiler üzerine Rusya’daki faaliyetlerine son vereceğini açıkladı.
Artan enflasyon baskısı tahvil piyasalarındaki satış baskısını güçlendirirken, Almanya’nın 10 yıllık tahvil faizi yaklaşık 35 baz puan yükselerek yüzde 0,25’le 14 Ocak 2019 haftasından bu yana en yüksek haftalık kapanışını gerçekleştirdi.
Analistler, Rusya ile Ukrayna arasındaki gelişmelerin varlık fiyatlarını etkilemeyi sürdürmesinin beklendiğini kaydederek, özellikle emtia fiyatlarındaki oynaklığın riskli varlıklar üzerindeki satış baskısını güçlendirebileceğini ifade etti.
Bölgede açıklanan makroekonomik verilere göre Avro Bölgesi Gayrisafi Yurt içi Hasıla (GSYH) 4. çeyrekte yıllık yüzde 4,6 büyürken, İngiltere’de sanayi üretimi ocakta yıllık yüzde 2,3 artarak beklentileri geride bıraktı.
Bu gelişmelerle bu hafta İngiltere’de FTSE 100 endeksi yüzde 2,41, Almanya’da DAX endeksi yüzde 4,07, Fransa’da CAC 40 endeksi yüzde 3,28 ve İtalya’da MIB 30 endeksi yüzde 2,57 değer kazandı.
Gelecek hafta pazartesi İngiltere’de öncü göstergeler endeksi, salı İngiltere’de işsizlik, Avro Bölgesi’nde sanayi üretimi ve Almanya’da Zew beklenti endeksi, perşembe ECB Başkanı Lagarde’ın konuşması ve Avro Bölgesi’nde TÜFE ve cuma dış ticaret dengesi verileri takip edilecek.
ASYA BORSALARINDA SATIŞLAR DERİNLEŞTİ
Emtia fiyatlarındaki artışın bölge ekonomilerini olumsuz etkileyebileceği endişesi ve artan jeopolitik riskler Asya’da pay piyasalarını baskılamayı sürdürürken, gelecek hafta gözler cuma günkü Japonya Merkez Bankası’nın (BoJ) faiz kararına çevrildi.
BoJ’un politika faizini değiştirmesi beklenmezken, karar metnindeki değişikler ve BoJ Başkanı Haruhiko Kuroda’nın açıklamalarında gelecek döneme ilişkin ipuçları aranacak.
Bölge genelinde yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını da etkisini sürdürürken, artan emtia fiyatları ve jeopolitik riskler enflasyon endişesini beslemeye devam ediyor.
Hafta içinde bölgede açıklanan makroekonomik verilere göre Çin’de Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), şubatta yıllık yüzde 0,9 ve aylık yüzde 0,6 ile beklentilerin üzerinde artış kaydetti.
Japonya ekonomisi ise 4. çeyrekte yıllık yüzde 4,6 ile beklentilerin oldukça altında büyüdü. Bu dönemde, ülke ekonomisinde büyüme çeyreklik bazda ise yüzde 1,1 düzeyinde gerçekleşti.
Söz konusu gelişmelerle haftalık bazda Çin’de Şangay bileşik endeksi yüzde 4, Japonya’da Nikkei 225 endeksi yüzde 3,17, Hong Kong’da Hang Seng endeksi yüzde 6,17 ve Güney Kore’de Kospi endeksi yüzde 1,92 değer kaybetti.
14 Mart ile başlayan haftanın veri takviminde, salı Çin’de sanayi üretimi ve perakende satışlar, çarşamba Japonya’da dış ticaret dengesi, kapasite kullanım oranı ve sanayi üretimi ile cuma Japonya’da enflasyon verileri takip edilecek.
YURT İÇİNDE GÖZLER TCMB’YE ÇEVRİLDİ
Yurt içinde, Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi küresel pay piyasalarındaki karışık seyre karşın bu hafta da pozitif ayrışmayı başarırken, gelecek hafta gözler perşembe günkü Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz kararına çevrildi.
Rusya-Ukrayna savaşında arabuluculuk rolü üstlenen Türkiye’de diplomasi trafiği yoğunlaştı. Hafta içinde İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un 9 Mart’taki Ankara ziyareti 2008’den bugüne İsrail’den Türkiye’ye ilk üst düzey ziyaret olarak kayıtlara geçti.
Hükümete yakın kaynaklardan alınan bilgiye göre, Almanya Başbakanı Olaf Scholz’un, 14 Mart’ta Ankara’ya günübirlik ziyarette bulunması beklenirken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hafta içinde ABD Başkanı Biden ile de bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi.
Gelecek hafta Rusya-Ukrayna savaşından gelecek haber akışıyla birlikte TCMB’nin faiz kararı yatırımcıların odağına yerleşirken, AA Finans’ın beklenti anketine katılan ekonomistler politika faizinin yüzde 14’te sabit bırakılacağını tahmin ediyor.
Yurt içinde bu hafta açıklanan verilere göre ödemeler dengesi ocakta 7,1 milyar dolar açık verirken, sanayi üretimi yıllık yüzde 7,6 arttı.
Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi haftayı yüzde 3,17 artışla 2.053,85’ten puandan tamamlarken, Dolar/TL yüzde 3,89 yükselerek 14,7676’ya çıktı.
Analistler, BIST 100 endeksinde teknik açıdan 2.050 puanın üzerinde kalıcılık sağlanması halinde 2.100 puanın direnç, 2.000 puanın ise destek konumunda olduğunu kaydetti.
Rusya ile Ukrayna arasındaki gelişmelerin pay piyasaları üzerinde etkili olmayı sürdürdüğünü aktaran analistler, artan oynaklık sebebiyle yatırımcıların temkinli hareket etmelerinin faydalı olacağını söyledi.
Gelecek hafta yurt içinde ayrıca, salı bütçe dengesi ve konut satışları ile çarşamba konut fiyat endeksi verileri takip edilecek.