MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Sivas mitinginde konuştu. Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen, “2023’e Doğru: Aday Belli, Karar Net” temalı mitingde açıklamalarda bulunan Bahçeli, “2023 yılında yapılacak milletvekilliği genel seçimlerinin ilk açık hava toplantısını Sivas’ta yapıyor, kampanya dönemini buradan başlatıyoruz” dedi.
Bahçeli, Sivas mitinginin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Yunanistan için “Bir gece ansızın gelebiliriz” sözlerini değerlendiren Bahçeli, “Cumhurbaşkanımız doğru söylemiş, Ege Denizi’ni aşmak çok kolay” dedi.
AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yurttaşlara ekonomi üzerinden her defasında ‘sabır’ istemesini yineleyen Bahçeli, “Bugün az yiyen inşallah yarın çok yiyecek, bugün az kazanan yarın inşallah çok kazanacak” ifadelerini kullandı.
Bahçeli, konuşmasının başında, toplumcu şair Adnan Yücel’in “Yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek” adlı şiirinden “Bin kez budadılar körpe dallarımızı/ bin kez kırdılar. / Yine çiçekteyiz işte yine meyvedeyiz” dizelerini Pir Sultan Abdal’a ait olduğunu sanarak okudu.
Üç yılın ardından sahneye çıkan Bahçeli’nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“SİVAS NANKÖRLERLE HESAPLAŞMAK İÇİN GÜN SAYIYOR”
- Mandacılar bir kez daha harekete geçmişlerdir. Yabancıların esaretine ve emir erliğine heves eden devşirmeler yeniden seferber olmuşlardır. Zaman değişse de oyun aynıdır, senaryo aynıdır, alçaklığın şeklinde ve şemasında değişiklik görülmemiştir. Zalimler ve işbirlikçileri, 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet’in ilanına engel olamadılar. Bağımsızlık ve hürriyet davamıza kan doğrayamadılar. Samsun’dan Amasya’ya, Erzurum’dan Sivas’a, Ankara’dan Sakarya’ya, Afyonkarahisar’dan İzmir’e kadar binbir felaketi göğüsleyen, çilelerin gövdesinden nur topu gibi doğan vatan ve millet sevgisine zarar veremediler. Ne yapsalar boştu, zira bağımsızlık Türk milletinin kaderiydi, kavliydi. Geçmişten ders almamış olacaklar ki yeniden şanslarını deniyorlar. Üstelik taşeron olarak tanıdık isimleri kullanıyorlar. Asıl manasından koparılmış demokrasi, hukuk ve özgürlük kavramlarıyla toplumsal huzur ve güvenliğimizi kurcalıyorlar. Yetmiyor, milli birliğimizi ve kardeşliğimizi kundaklıyorlar.
- 1923’ün rövanşını 2023’te almak için tuzak kuruyorlar. 103 yıl evvel Sivas Kongresi’ni dağıtmak için kumpas kuranların mirasçıları kaos çıksın diye çırpınıyor. Ne var ki Hafik’in pehlivanlığını unutuyorlar. Gemerek’in ve Koyulhisar’ın gür sesini hafife alıyorlar. Divriğin demir nefesini göremiyorlar. Zara’nın dostluk çemberini, Kangal’ın cesaretini anlamıyorlar. Bahçesi bağıyla Suşehri’ni, aşık yatağı Şarkışla’yı, ünüyle nam salmış Gürün’ü, Kelkit Vadisi’yle kenetlenmiş Akıncılar’ı, tarihi derinliğiyle Altınyayla’yı tanımıyorlar. Doğanşar’ın sevdasını, Gölova’nın seslenişini, İmranlı’nın dik duruşunu, Ulaş’ın kartal bakışını, Yıldızeli’nin kaynaşan sularını yok sayıyorlar. Ancak Sivas nankörlerle hesaplaşmak için gün sayıyor. Yalan ve iftirayı meslek edinmiş siyasi çürümüşlere haddini bildirmek için sabrediyor.
“BİZİM ADAYIMIZ BELLİ, KARARIMIZ NETTİR”
- Milletin felahı, ferahı, fecri, refahı ve fenalıkların defi için geceyi gündüze katan aklıselim, kalbiselim Cumhur İttifakı oldukça Türkiye’nin batışını görmek ebediyete kadar muhal bir hayal kalacaktır. Bu nedenle bütün yollar 2023 seçimlerine açılmaktadır. Kararınız kaderinizi, iradeniz istikbalinizi tayin edecektir. Vakit yaklaşmaktadır, çember daralmaktadır. Bizim adayımız belli, kararımız nettir. Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır. Hedefimiz Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın açık ara farkla tekrar Cumhurbaşkanı seçilmesi, TBMM’de milletvekili sayısı ve siyasal destek itibariyle çok güçlü bir Milliyetçi Hareket Partisi grubunun ve Cumhur İttifakı’nın tecelli etmesidir. Gayemiz budur, gayretimiz buna yöneliktir.
“KILIÇDAROĞLU VALİLERİ, KAYMAKAMLARI TEHDİT EDİYOR”
- Fitne durmuyor, düşman dinlenmiyor. Yalancılar korosu, müfteriler koalisyonu, müfsitler oluşumu kara propagandaya bel bağlıyor, devamlı Türkiye’yi kötülüyor. Bunların işi gücü densizliktir, düzeysizliktir, dedikodudur. Ya cahillikten, ya gafillikten ya da hıyanetten dolayı kaskatı kesilmişlerdir. Demem odur ki, zillet ittifakı yalandır, yıkımdır, yozlaşmadır. Zillet ittifakı çürüktür, çarıktır, çarpıklığın daniskasıdır. Samimiyetleri sahte, sevgileri sanal, sadakatleri samandır. CHP’nin başındaki zat Türkiye’nin karşına geçen mihrak olup çıkmıştır. İnsanlarımızı birbirine düşürmenin temelini kazmakla meşgul bir fırsatçıdır. Gözünü hırs bürümüş, kalbi taşlaşmıştır. Hiçbir lafı Türkiye’mizin lehine değildir. Cumhurbaşkanı adaylığı için iradesini kiraya vermiştir. Terörist Demirtaş ile Sorosçu Kavala’nın gönüllü avukatı olmuştur. Ağzından PKK terör örgütüne tek bir kınama mesajı çıkmamıştır. FETÖ’ye karşı hiçbir tepkisi duyulmamıştır. Daha vahimi terörle mücadeleye partisiyle birlikte hayır demiştir.
- Geçtiğimiz yıl TBMM’de görüşülen ve yurt dışına asker gönderilmesini esas alan tezkereye hayır diyen HDP’yle birlikte CHP ve Kılıçdaroğlu’dur. Muhalefet dış işgal cephesinin ajanı ve gizli ajandası konumundadır. Teslim olup süngü düşüren bu zihniyet PKK’ya evet, Türkiye’ye ve Türk milletine hayır diyecek kadar gayri milli bir çizgiye savrulmuştur. Kılıçdaroğlu valileri, kaymakamları tehdit ediyor. Kameralar eşliğinde kurumları basmaya kalkışıyor. Vatandaşlarımıza borçlarını ödemeyin, otomobil almayın çağrısını dillendirerek iç isyana oynuyor. Ülkemizde can ve mal güvenliği olmadığını iddia ederek yatırım yapılmamasını istiyor. Bu Kılıçdaroğlu emperyalizmin kılıcını sallıyor. Bu Kılıçdaroğlu erdemsizliğin uçurum dibinde dolaşıyor.
“ALTILI GANYANIN BEŞ PARTİ BAŞKANI KILIÇDAROĞLU’NU MUTLAKA SORGULAMALIDIR”
- Ne tuhaf ki, diğer zillet ortaklarından hiçbir itiraz duyulmuyor. Medya üzerinden, kapalı kapılar ardından, dolaylı yollardan Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adaylığına soğuk mesajlar vermenin dışında bir şey yapmıyorlar. Altılı ganyanın beş parti başkanı Kılıçdaroğlu’nu mutlaka sorgulamalıdır. “Bizim adımıza niye konuşuyorsun” demek zorundadırlar. Bostan korkuluğu olmadıklarını göstermeleri lazımdır. “Konu mankeni değiliz” çıkışını yapmaları kendi hayırlarınadır. Sivas’tan soruyorum; Altı kez toplanmalarına rağmen Cumhurbaşkanı adayı üzerinde uzlaşamayan bir siyasi curcunanın Türkiye’ye en küçük hizmeti dokunabilir mi? Böylesi bir çarpıklık dünyanın neresinde görülmüştür? Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’in haricinde, o da eskinin yeniden inşa çabasıdır, tek bir projeden, tek bir hedeften, sadra şifa tek bir iyileştirici hamleden bahsetmek mümkün müdür? Zillet ittifakı akıl ve siyaset dağılması yaşıyor. Siyasi felç geçiriyor. Ne yapacaklarını bilmiyorlar. Bilmedikleri için de öfke ve nefret siyasetini geçim kapısı görüyorlar. Sözleri asılsız, kökleri belirsiz, hedefleri silik, niyetleri kötülüktür.
“BUGÜN AZ KAZANAN, YARIN İNŞALLAH ÇOK KAZANACAK”
- Ekonomiden şikayet ediyorlar. Battık, bittik, iflas ettik masalıyla avunuyorlar. Açlıktan, yoksulluktan, işsizlikten dert yanıyorlar. Fakat Türkiye ekonomisinin büyüdüğünü itiraf edemiyorlar. Enflasyonla ve hayat pahalılığıyla kıyasıya mücadeleyi ifade edemiyorlar. Dünya enerji kriziyle boğuşurken, Avrupa olağanüstü tedbirleri almışken, Türkiye’nin dengeli ve doğru politikalarla muhtemel sorunlardan en az etkilenen ülke olduğunu asla söyleyemiyorlar. Çok şükür ne ışığımız sönecek, ne de ısımız düşecek. Enflasyon canavarının başı mutlaka ezilecek. Fiyat istikrarı eninde sonunda sağlanacak. Bugün az yiyen, yarın inşallah çok yiyecek. Bugün az kazanan, yarın inşallah çok kazanacak. Gazi Mustafa Kemal Paşa ve mahiyetindeki Milli Mücadele kahramanları 29 Ağustos 1919’da Erzurum’dan Sivas’a hareket etmeden önce yol masraflarını nasıl karşılayacaklarını bilmiyorlardı. Topladıkları bin 500 liranın büyük kısmını Erzurum Kongresi için harcamışlardı.
- Lütfen dikkat buyurunuz, ceplerinde sadece 80 liraları vardı. Rahmetle andığım Süleyman Efendi’nin 900 lira parasıyla Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları Erzurum’dan Sivas’a doğru yola koyulmuşlardı. Bu vatanın kurutuluşu kolay olmadı. Az yedik, acı çektik, dara düştük, ama bağımsızlığımızı düşürmedik. Para yoktu, zaman oldu kazandık; ama vatan olmasaydı parayı ne yapacaktık? Servetimiz olsa neye yarayacaktı? Kılıçdaroğlu çarpıcı bu milli gerçeklerden haberdar mı? Sivas’tan Ankara’ya giderken Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları 20 yumurta, 1 okka peynir, 10 ekmeği ancak alabilmişlerdir. Kılıçdaroğlu bunu hiç duydu mu? Ne yapsalardı, paramız yok mazeretine sığınıp haysiyet ve hürriyet mücadelesinden geri mi dönselerdi? Patates şu kadar oldu, soğan bu kadar oldu, ekmek şuraya çıktı diyerek teslim bayrağını mı çekselerdi? Böyle bir alçalmaya çanak mı tutsalardı? Tok esirler olarak yaşamayı mı seçselerdi? Biz ne tok esirlerden olacağız, ne de aç hürlerden olacağız. Biz siyasi, ekonomik ve diplomatik yükselişiyle süper güç Türkiye’ye milli birlik ve kardeşlik içinde mutlaka terfi edeceğiz.
- Cumhur İttifakı bu muazzam ve muteber geleceğin müjdesidir. Cumhur İttifakı dik baş, tok karın, mutlu yarının mimar başıdır. Cumhur İttifakı tarlasındaki çiftçinin, tezgahındaki işçinin, dairesindeki memurun, dükkanındaki esnafın, yıllarca ülkesi için çalışmış emeklinin, gariplerin, mazlum gönüllerin, dul ve yetimlerin can beraberidir. Bizde laf yok icraat vardır. Bizde yalan yok gerçek vardır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk Cumhurbaşkanı ve kurucu lideri Sayın Recep Tayyip Erdoğan Türk milletinin takdiri ve tercihiyle yeniden Cumhurbaşkanı seçilecektir. Arzumuz, arayışımız ve mücadelemiz bu doğrultudadır. Gazi Meclis’te de sizleri en iyi şekilde temsil edecek, yaraları saracak, verdiği sözleri tutacak ve milletvekili sayısını en fazla sayıya ulaştırmış bir Milliyetçi Hareket Partisi’nin varlığıyla Türkiye gücüne güç katacaktır.
“SOL VE BÖLÜCÜ İTTİFAKIN AYDINLIĞIMIZA GÖLGE DÜŞÜRMESİ SÖZ KONUSU DEĞİLDİR”
- Altılı masanın arka bahçesinde kurulan, sözde “Emek ve Özgürlük İttifakı” olarak isimlendirilen kukla sol ve bölücü ittifakın aydınlığımıza gölge düşürmesi söz konusu değildir. İnanıyorum ki böylesi bir zillete en başta sizler izin vermeyeceksiniz. Türk milleti biçilen kefeni yırtıp atacak dirayet ve kararlılıktadır. Türkiye’yi geriye götürmeye hiç kimsenin gücü de yetmeyecektir. 2023 ve takip eden yıllar Türkiye’nin dev gibi ayağa kalkışına sahne olacaktır. Bunu sağlayacak irade Cumhur İttifakı’dır. Bizim çetelere, suç örgütlerine, emperyalizmin güdümüne girmiş muhalefet partilerine, satılmış aydınlara, çürük şarkıcılara, kokuşmuş sanatçılara, kiralık kalemlere, kursağından geçen bir lokmayı bu ülkeye borçlu olup da ihanet eden şeref yoksunlarına tavizimiz katiyen olmayacaktır.