TBMM Genel Kurulu’nda bakanlığının bütçesine ilişkin konuşan Fahrettin Koca, konuşmasından önce bütçe görüşmelerinde söz alan tüm vekillerin adını tek tek sayarak teşekkür etti.
Sağlık çalışanlarının özlük haklarına ilişkin geri çekilen düzenleme hakkında konuşan Koca “Sağlık çalışanlarının özlük hakkı konusunda ortak iradeyle adım atmalıyız demiştik. Desteğinizin son noktaya kadar devam edeceğini inanıyorum” dedi. Yine bütçesinin “sınırlı” olduğunu belirten Koca, “Sınırlı bütçe ve sınırsız fedakarlıkla yapılanları anlatmam mümkün değildir” ifadelerini kullandı.
KOCA: HER ELEŞTİRİYİ AHLAK SINIRLARI İÇİNDE OLMAK ŞARTIYLA YÜREKTEN KABUL ETTİĞİMİ SÖYLEYEBİLİRİM
Şehir hastanelerine yapılan eleştirileri yanıt veren Koca, “Gelişmiş olduğu iddia edilen ülkelerde sağlık hizmetlerinin acı sonuçlarını gördük. Ülkemizde ise, ‘hangi hastamı yaşatayım’ ikilemini hekimlerimize yaşatmadık. Kamu özel işbirliği ile inşa edilen hastaneler ne büyük hizmete vesile oldu. ‘Eksiği var’ diyorsak elbette eleştireceğiz ama hakkını da teslim edeceğiz” diye konuştu.
Muhalefetin uyarı sorumluluğu olduğunu söyleyen Koca, “Her eleştiriyi ahlak sınırları içinde olmak şartıyla yürekten kabul ettiğimi söyleyebilirim. Biz sadece kamu özel işbirliği ile hastane yapmadık. 15 hastaneyi genel bütçeden yaptık. Esas olan sağlık hizmetinin verilmesidir” ifadelerini kullandı.
“PEŞKEŞ ÇEKMEYİZ”
İlaç tedarikinde bir sorun yaşanmadığını savunan Koca, “İlaç bulunamıyor haberlerinin gerçekle ilgisi yoktur. Gerçek, ‘Türkiye’ye pahalı ilaç satmaya çalışıyoruz ama satamıyoruz’ feryadıdır. Milletimizin kaynaklarını küresel fırsatçılara peşkeş çekmeyiz” tepkisini gösterdi.
Yerli aşı üretimi için bir tesis yapacaklarını belirten Koca, “Ülkemizde modern aşı üretecek bir merkeze ihtiyaç var. Bu tesisin ihale süreci başladı. Rahmetli Refik Saydam’ın mirasına sahip çıkıyoruz“ bilgisini paylaştı. Vekillerin eleştirilerine yanıt veren Koca, “Elbette eksiklerimiz oldu. İnsan olan yerde hata da olur. Esas olan bunda kasıt olmamasıdır. Ben de teşkilatım da bu süreçte bilimin yolundan ayrılmadık. Hatamız olduysa milletimize vekaleten sizden af dileriz” diye konuştu.
“MUHALEFETLE MÜCADELE EDİYORUZ”
Koca’dan sonra kürsüye gelen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ise, muhalefeti hedef alarak, “Biz afet olduğunda sadece afetle değil bir de muhalefetle mücadele etmek zorunda kalıyoruz” dedi.
CHP grubunu hedef alan Kurum, “Siz 25 yıldır yönettiğiniz İzmir’de bana bir tane kentsel dönüşüm projesi gösterebilir misiniz? Siz kızıyorsunuz ama 25 yılda Gazi Mustafa Kemal’in mağrur İzmir’ini mağdur yaptınız. Bugüne kadar milletimizin hayrına hangi işi istediniz de engelledik?” ifadelerini kullandı.
Kanal İstanbul eleştirilerine yanıt veren Kurum, “Bir bakıyorsunuz, müteahhitler tehdit ediliyor, devlet kurumları tehdit ediliyor. Bu dili kullananlar bilmeli ki bizim milletimiz tehditlere kulak asmamıştır. Kanal İstanbul’a bürokrat direniyor yalanını ürettiniz. Biz tehditlere susmayacağız. Kanal İstanbul’u yapacağız” dedi.
“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ SADECE BİR METİN”
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık ise, geçmişte yaptığı “Kadına şiddet tolere edilebilir düzeye indi” sözlerine gelen eleştirilere karşı, “Kadına şiddet tolere edilebilir demişim. O konuşmanın bağlamı çok açık. Kimsenin itiraz etmediği bir konuşmayı karşıma çıkarmak bende tutmaz. Benim ömrüm 25 senedir şiddetle mücadeleyle geçiyor. Kadına şiddetle mücadeleyi konuşanlar Diyarbakır annelerini bakacak. Kaç kere gittiniz yanlarına? “ savunmasını yaptı.
Yanık, İstanbul Sözleşmesi’nin feshinden sonra kadın cinayetlerinin azaldığına yönelik hiçbir zaman bir açıklama yapmadığını söyleyerek, “Ben hiçbir zaman böyle bir korelasyon kurmam. Bizzat bunun yanlış olduğunu ifade ettim. Sözleşmenin sadece bir metin olduğunu söyledim” diye konuştu.