Her mart ayında Yunanistan’ın Selanik kentinde düzenlenen uluslararası bir belgesel festivali olan Selanik Belgesel Festivali, bu yıl 24 yaşında. 10-20 Mart arasında gerçekleştirilecek olan etkinliğin bu yılki ana teması ise ‘Gerçeklik Ötesi’. Uluslararası Yarışma Bölümü’nde akışkan bir dünyaya, yeni gerçekliğe yönelen 10 uluslararası belgesel izleyicinin beğenisine sunulacak.
Pandemi, coğrafi, ideolojik, sosyal ve psikolojik sınırlarımızı değiştirdi. İnsanların etkileşimi, iletişimi farklı bir boyuta geçti. Koşturup duruyoruz ama odak noktalarımızı, denge merkezlerimizi yitirdik. Çalışıyoruz, kendimizi eğitiyoruz, tüketiyoruz, yeni bir dijital boyuta ulaşmayı amaçlıyoruz.
Kasım 2021’de Mark Zuckerberg meta evren çağın başladığını açıkladı. Sosyal medya ve dijital gerçeklik çağımızın iletişim araçlarına dönüşerek insanlığı alternatif ve değiştirilmiş gerçeklikle karşı karşıya bıraktı.
24. Selanik Belgesel Festivali, Gerçeklik Ötesi temasıyla örtüşen belgeseller kahramanları, anti kahramanları, gizli sırları, prizmatik gerçekleri izleyiciye aktaracak. Belgeseller korkuyu ve belirsizliği yatıştırırlar, ne denli korkutucu görünse de bizlere çeşitli olanaklar, çözüm önerileri sunarlar.
SELANİK’İN ANA TEMASI: GERÇEKLİK ÖTESİ
İsveçli yönetmen Alexandre O. Philippe The Taking’de sinemanın sosyolojik ve antropolojik etkilerini inceliyor. Uzak Batı’nın epik masallarının simgesi olan Monument Valley’in mitolojik boyutunu vurgulayan yönetmen bu uçsuz bucaksız arazinin tinsel mirasını belgeselinde yansıtıyor. Özellikle John Ford’un ünlü westernlerinde izlediğimiz Monument Valley, yeni toprakları keşfeden Amerikan kimliğinin yansıması. Monument Valley’in ikonik görüntüsü Gerçeklik Ötesi kavramını şekillendiriyor.
Arjantinli yönetmen Vima Gabriela Molina, Portraits of the Future’da Arjantinli kadınların yaşadıkları eşitsizlikleri inceleyen bir projeyi ele alıyor. Pandemi süresince karantinada olan kadınlar kimlik, stil olarak değişim geçiriyorlar.
Avusturyalı yönetmen Stephan Bergmann, Eternity at Last’ta teknolojik ve bilimsel gelişmelerin ışığında insanın ölümsüzlük fantezisi ile sonsuza dek yaşam mucizesini somut bir gerçekliğe taşıyor. Gerçeklik Ötesi’ndeki belgeseller, yaşamın ve insanın varoluşunu yeniden sorgulayan, bu sorgulamayı da sinemanın aracılığıyla irdeleyen yapımlardan oluşuyor.
UKRAYNA İLE DAYANIŞAN SELANİK BELGESEL FESTİVALİ
Selanik Belgesel Festivali son günlerde Rusya’nın Ukrayna’ya savaş açmasını protesto ediyor, Ukrayna halkıyla dayanışma içinde olduğunu açıklayarak bu acımasız, vahşi katliamın bir an önce sona ermesini diliyor. Putin ve savaş karşıtı üç belgesel etkinliğin gösteri programında yer alıyor.
Fransız savaş muhabiri Loup Bureau, ilk belgesel çalışması Trenches’ta izleyiciyi işkence gören Donbas’a götürüyor. Korkunç gerçek ve acımasız bir savaşın içinde kalan sivil halk yaşamda kalmak için olağanüstü bir mücadele veriyor. Diplomatlar ve bürokratlar belirsiz ateşkes müzakereleri yaparken sivil kadınlar ve erkekler yaşamlarının en güzel yıllarını ateş hattının en önünde yer alarak, düşen bombalar altında derin siperler kazmaya mahkum edilerek geçiriyorlar.
Danimarkalı yönetmen Simon Lereng Wilmont, A House Made of Splinters’da Ukrayna’daki ateş hattına, cepheye yakın yaşayan muhtaç aileleri, sosyal çalışanları odak alıyor. Dehşetin ve umutsuzluğun ortasında kalan çocuklarını korumaya çalışan bu aileler olağanüstü bir direnç, dayanıklık gösteriyorlar. Yönetmen Simon Lereng Wilmont, Ukrayna çatışmasının en masum kurbanları olan çocukları anlattığı The Distant Barking of Dogs filmiyle 2018’de Altın İskender ödülünü aldı.
Rusya’da, küçük bir televizyon kanalı Dozhd TV, Putin’e karşı sesini yükseltti, boğucu, yanıltıcı haber alma, yandaş medyaya karşı bağımsızlığını ilan etti. [email protected] This Job adlı belgeselinde Vera Krichevskaya, Dozhd TV’nin sahibi Natasha’nın 13 yıllık zorlu yolculuğunu aktarıyor. LGTBQ topluluğunu destekleyen, Putin ve rejim karşıtı gazetecileri işe alan Natasha’nın Dozhd TV’si politik ve cinsel özgürlüğün limanı oluverdi. Natasha, artık Rusya’da gerçek için savaşanların öncüsü.