Bitlis’in Ahlat ilçesinde bulunan dünyanın en büyük Türk İslam mezarlığı olma özelliğini taşıyan Selçuklu Meydan Mezarlığı’nda yürütülen kazı çalışmalarında yeni mezarlar gün yüzüne çıktı.
Selçuklu Meydan Mezarlığı’nda Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Sanat Tarihi Bölümü Dr. öğretim üyesi Mehmet Kulaz başkanlığında yürütülen kazı çalışmalarında 18’i çocuk mezarı olmak üzere 41 yeni mezar gün yüzüne çıkarıldı.
Rusların Ahlat-Tatvan kara yolu olarak kullandığı ve büyük tahribata uğrayan alanda kazı ve restorasyon çalışmalarına ağırlık verdiklerini belirten Kulaz, “Burada 500 metre uzunluğunda olan ve müze girişinden Emir Bayındır Kümbeti girişine kadar olan alanda ıslah çalışması başlattık. 2022 çalışmaları içerisinde burada 11 dönümlük araziye müdahale ettik. Bu arazi içerisinde yüzey toprağı alındıktan sonra zemin düzeltmesi yapılıyor ve bu çalışmalar sonrası yeni mezar taşları da ortaya çıkıyor ki nitekim bu yıl 41 tane yeni mezar ortaya çıkarıldı. Bu çalışma esnasında ise şu ana kadar 96 mezarın restorasyonu gerçekleştirildi. Zemin blokajı bozulmuş olan mezar taşlarına müdahale edildi ve parçaları kopan etrafa dağılan mezar taşları özgün haline getirilerek uzun ömürlü yapılmaya çalışıldı” dedi.
Yeni ortaya çıkarılan mezarların 18 tanesinin çocuk mezarı olduğunu söyleyen Kulaz, “Bunların önemli bir kısmı süslemeleri ve kitabeleriyle nitelikli mezar taşlarıdır. Ancak toprak altından çıkarılan mezarların büyük bir kısmı şahideli, maalesef zaman içerisinde tahrip olarak şahideleri kırılarak önemli bir kısmının şahidesi kaybolmuştur. Şahidesi etrafa dağılan, toprak altında kalan mezarların şahidelerini zaten özgün bir şekilde konumlandırarak ayağa kaldırıyoruz ama kaybolan şahideler bulmak mümkün değil” diye konuştu.
“YENİ BULUNTULAR DA ORTAYA ÇIKIYOR”
Kazı çalışmalarında akıt mezar ve zaviye gibi yeni buluntular ve mimari yapıların da ortaya çıktığını belirtenMehmet Kulaz, “Bu sene dere ıslah çalışmasında önemli bir aşamaya varmış olacağız. Temel amacımız müze girişinden Emir Bayındır’a kadar olan bölümü yıkıntıdan ve döküntüden kurtararak, zemin düzenlemesi ve peyzajıyla daha çok ziyaret edilen bir yer haline dönüştürmeyi düşünüyoruz. Çalışmamız 3 aşamadan oluşuyor. Birinci aşama yüzey toprağının alınması ve toprak altındaki mezarların ortaya çıkartılması, ikinci aşamada ortaya çıkarılan ve bozulan mezarları restore ederek özgün hallerine kavuşturmak, üçüncü aşamada ise peyzaj düzenlemesi yaparak burayı bir cazibe merkezi haline getirmektir” ifadesini kullandı.
Yüzey toprağı alınırken sadece mezarlara rastlanmadığını söyleyen Kulaz, sözlerini şöyle tamamladı: “Çeşitli ufak tefek buluntular ve mimari yapılarda ortaya çıkıyor. Nitekim aşağı tarafta silindirik bir gövdeye sahip bir yapı var. Bu yapının da çizimleri, rölevesi ve planları çiziliyor. Kazı tam bittikten sonra işlevleri konusunda daha sağlam konuşma imkanımız olacak. Şu anki bilgilerle akıt mezar olduğunu düşünüyoruz. Ama dediğim gibi bütün veriler ortaya çıktıktan sonra daha net bir şey söyleme imkanımız olacak. Onun haricinde birde zaviye olduğunu düşündüğümüz yapı kalıntıları var. Bu zaviye muhtemelen erken dönem. Çünkü sonraki dönemlerde üzerine çeşitli mezar yapıları sandukalar, şahideli mezarlar yerleştirilmiş. Bu nedenle yapının tam olarak mahiyetini şuan kestiremiyoruz. İlerleyen aşamalarda bu yapıyla ilgili daha kesin bilgi söyleme şansımız olacaktır.” (İHA)