Teknoloji günümüzde artık hayatın her alanında yer alıyor. Ancak dijital mecraların artmasıyla siber zorbalık gibi sorunlar da ortaya çıkıyor. Oxford Üniversitesi Uluslararası Kalkınma Bölümü’nün 2021 yılında yayınladığı Dijital Vatandaşlık raporunda ise, Türkiye’de her 3 kişiden 1’inin siber zorbalığa maruz kaldığı açıklandı. Cumhuriyet, konuya ilişkin Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Görsel İletişim Tasarımı Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ali Murat Kırık ve Gözlemevi İnternet ve Toplum Araştırmaları Merkezi’nin kurucusu Handan Uslu ile konuştu.
SİBER ZORBALIK NEDİR?
Siber zorbalığa ilişkin konuşan Doç. Dr. Kırık, “Siber zorbalık, akıllı telefonlar, tabletler veya bilgisayarlar gibi dijital cihazlar aracılığıyla gerçekleşen zorbalık çeşididir. Genellikle sosyal medya, metin, e-posta, anlık mesajlar ve oyunlar aracılığıyla gerçekleşir. Siber zorbalık çocukları utandırmak için zararlı veya kötü içerik gönderme veya paylaşma biçimini almış durumda. Bazen bu gönderilen içerikler tehditkar bir boyuta da ulaşıyor” dedi.
SİBER ZORBALIK NEDEN ARTTI?
Doç. Dr. Kırık, “Statista’nın 2021 yılı verilerine göre, Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan bir ankette, kızların yüzde 23,7’si ve erkeklerin yüzde 21,9’u siber zorbalığa uğradığını belirtmiş. 2021 yılında yayınlanan Dijital Vatandaşlık raporuna göre ise Türkiye’de her üç kişiden biri siber zorbalık mağduru olmuş. 2022’nin ilk çeyreğinde Facebook’ta ise şimdiye kadarki en yüksek siber zorbalık ve taciz unsuruyla karşı karşıya kalınmıştır” diye konuştu. Covid-19 pandemisine değinen Kırık, “Pandemi çocukların ve gençlerin dijital platformları kullanma oranındaki artış siber zorbalığın da artışına adeta zemin hazırlamıştır. Araştırmalarda çocukların stresli, sinirli ve mutsuz oldukları anlarda siber zorbalığa yöneldikleri sonucu görülmektedir. Çocukların çevrimiçi sohbetlerde nefret söylemine başvurması da gözle görülür ölçüde artmıştır. Kaygı ve depresyon siber zorbalığın artışına neden olan diğer unsurlardır. Zira siber zorbalık tüm dünyanın dijital problemidir” dedi.
AKRAN ZORBALIĞININ ÇÖZÜMÜ NEDİR?
Siber zorbalığın akran zorbalığına da neden olduğunu vurgulayan Kırık, ‘Çocuklar akranlarıyla etkileşim ve iletişim halindeyken gerek okul ortamında gerekse de internet ortamında zorbalığa maruz kalabilmekte. Zorbalık eğiliminin sanal ortama taşınması sebebiyle aynı yaş grubundaki çocuklar fiziksel ya da duygusal olarak karşısındakini sindirmeye çalışmaktadır. Özellikle aile ile iletişimi zayıf olan çocukları tehdit eden bu durum çocukları çaresizliğe itmekte, intihar ve şiddete meyilli bir hale gelmektedir’ dedi. Kırık, “Sahte hesaplar üzerinden gönderilen tehdit ve şantaj içerikli mesajların da günümüzde var olduğu görülmekte, bu durum çocukların zihinsel ve fiziksel gelişimini de olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Siber zorbalık ve akran zorbalığının çözümü ailenin çocukla sağlıklı iletişim kurması ve zaman geçirmesidir” ifadelerini kullandı.
SİBER ZORBALIK İLE KARŞILAŞILDIĞINDA NE YAPILMALI?
Kırık sözlerini şu şekilde noktaladı:
“İnternet üzerinden işlenen tehdit suçlarının cezaya tabii olduğu unutulmamalıdır. Ortam sanal olsa da işlenen suç gerçektir. İnternet üzerinden işlenen her türlü tehdit suçu Türk Ceza Kanunu’nun 106.maddesi hükümleri gereğince cezalandırılacaktır. Bu nedenle bu tip bir siber zorbalık ve tehdit suçuna maruz kalan kişi emniyete veya savcılığa giderek mutlaka suç duyurusunda bulunmalıdır. İnternette ya da sosyal medya mecralarında tehdit ve şantajın ispatının çok zor olduğu, kişileri bulmanın zor olduğu düşünülse de konuya yönelik tespitlerin ve emsal kararların olduğu asla unutulmamalıdır”
ÇOCUKLAR İÇİN GÜVENLİ DİJİTAL ORTAM NASIL SAĞLANIR?
İnternet ve teknoloji izleme kuruluşu olan Gözlemevi İnternet ve Toplum Araştırmaları Merkezi’ni kuran Handan Uslu ise, “Siber zorbalığın aslında birçok çeşidi var. En basiti dışlama, dedikodu, kötüleme ya da birinin bilgisini alıp izinsiz bir şekilde paylaşma şeklinde oluyor. Yazılı bir şekilde biri size şiddet uyguladıysa bazen hakkınızı aramanıza faydalı da olabiliyor. Herhangi bir dijital iz bırakıldığı an aslında bu failleri yakalamak bazen de kolaylaşabiliyor” dedi. Uslu, “Z kuşağındaki çocuklar çok erken yaşta teknolojiyle tanıştığı için kendilerini nasıl koruyacaklarını bilemeyebiliyorlar. Biraz da kırılgan bir durumda oluyorlar. İnternetin ortasında doğdukları için internete fazla güvenebiliyorlar” diye konuştu.
Uslu, “İnternet ortamında çok fazla pedofili var. Çocukların dijitalde güvenli olması için teknoloji firmalarına çok iş düşüyor. Örneğin bir tane mobil uygulama var. Oyun oynayan kişiler birbirleriyle mesajlaşabiliyorlar. Bu durum yanlış. Aslında pedofili birine çocuklara ulaşması için bir alan açılmış oluyor. Çocukların nerede olduğu belli. Hangi oyun oynadığı belli. Bu kullanıcılara ceza veren bir sistem koymazsanız tacize açık bir hale geliyor’ dedi.
Uslu sözlerini şu şekilde noktaladı: “Siber zorbalık artıyor ancak insanlar suç işlediğini bile bilmiyorlar. İnsanlar hakları konusunda da farkında değiller. Bir yandan da teknoloji platformları çok hızlı büyüyor. Bir anda yepyeni bir teknolojinin milyonlarca kişi tarafından kullanıldığını görebiliyorsunuz. Teknoloji firmaları özellikle başlarda çok fazla hata yapıyorlar. Çok hızlı büyümek için bazen güvensiz alanlar yaratabiliyorlar”