Her yıl yaklaşık 150 ülke ile birlikte kutlanan Güvenli İnternet Günü etkinlikleri, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ev sahipliğinde düzenlendi. Programın açılışında konuşan Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan, sosyal medyada yayılan dezenformasyonun internet çağının en büyük problemlerinden biri olduğunu söyledi.
Sosyal medya platformlarına geçtiğimiz yıllarda düzenlemeler yapıldığını hatırlatan Sayan, bu yıl yeni düzenlemelerin yapılacağını duyurdu.
“DOĞRU KULLANILDIĞI ZAMAN DÜNYANIN EN FAYDALI KEŞİFLERİNDEN BİRİSİ”
İnternetin doğru kullanılması gerektiğini belirten Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan, “İnternet doğru olmayan amaçlarla kullanıldığında; nefret söylemi, ırkçılık, islamofobi gibi düşüncelerin yayılmasında, terörün propagandasının yapılmasında ve teröre taraftar toplamada, çocukların ve gençlerin ruhsal gelişimini yanlış yönde etkileyecek içeriklerin yayılmasında etkin bir araç haline geliyor. Bu riskler hasebiyle siber ortamda kişilere, kurumlara ve devletlere saldırılar yapılabiliyor. Ama internet sadece bu saydığımız kötülüklerle dolu bir yer değil. Aksine hatta doğru kullanıldığı zaman dünyanın en faydalı keşiflerinden birisi” diye konuştu.
SOSYAL MEDYAYA YENİ DÜZENLEMELER GELİYOR
Geçtiğimiz yıl sosyal medyaya dair düzenlemeler yapıldığını ancak bu düzenlemelere bir yenisinin de bu sene yapılacağını söyleyen Sayan, “Sosyal ağlara bir temsilci belirleme yükümlülüğü getirdik. Buna uymayan ağlara ise önce idari para cezası sonra reklam verme yasağı, en sonda da internet trafik bant genişliğinin daraltılması gibi yaptırımlar uyguluyoruz. Buradaki en büyük amaç; Kişisel haklarının ihlali ve özel hayatın gizliliği noktasında bir muhatap bulabilme isteğimiz. 2022 yılında bunu bir aşama daha ileriye taşıyacağız ve yeni bir düzenleme yapacağız. Bu düzenleme ile hedefimiz; sosyal ağ sağlayıcılarla kurulmuş olan muhataplık ilişkisinin güçlendirilmesi ve vatandaşlarımızın haklarının korunmasıdır. Bu vesile ile daha önce de defalarca dile getirdiğim bir hususu tekrar hatırlatmak istiyorum. Gerek kişisel hakların korunması, dezerformatif içeriklerin öz denetim ile kaldırılması, bazı madde kullanımlarını kolaylaştırma gibi katalog suçlara ilişkin yayınların önlenmesi kapsamında biz sosyal medya kuruluşlarının da kendi algoritmalarını geliştirmeleri gerektiğini düşünüyoruz. Bütün bunlar yayıldıktan sonra cımbızla bunları toplar gibi yapmak adeta kumsalda kum tanelerini ayıklamak gibi” diye konuştu.
“VERİLERİN ÜLKEMİZ SINIRLARI İÇERİSİNDE KALMASI İÇİN GEREKLİ ÖNLEMLERİ AL DİYORUZ”
Sosyal medya platformlarından beklentileri olduğunu söyleyen ve yapılacak düzenlemelerin amacından bahseden Sayan, “Sosyal ağların Türkiye Cumhuriyeti’nde bulunan tüm kullanıcılara eşit, adil davranmasını ve en önemlisi Avrupa birliği vatandaşlarına sağladığı hakların aynısını sağlaması. Bazı durumlarda ayrımcı politikaların biran önce terk edilmesi ve sorumlu davranılması bizim amacımız. Tüketici haklarının korunmasından tutun kişisel verilerinin farklı ülkelerle, farklı platformlarla, aynı platformlarca farklı gruplar arasında paylaşılması noktasında verilerin ülkemiz sınırları içerisinde kalması için gerekli önlemleri al diyoruz” ifadelerine yer verdi.
“15-16 YAŞ GRUBUNDAKİ ÇOCUKLARIMIZ, DİĞER YAŞ GRUPLARINA GÖRE DAHA FAZLA SİBER ZORBALIĞA UĞRUYOR”
“Türkiye Ebeveyn ve Çocuk İnternet Kullanım Alışkanlıkları”
“Bu araştırmanın sonucunda çocuklarımızın internette karşılaştığı risklerin başında, siber zorbalık geliyor. Özellikle 15-16 yaş grubundaki çocuklarımız, diğer yaş gruplarına göre daha fazla siber zorbalığa uğruyor ve yüzde 33,8 ile ilk sırada yer alıyor.
Araştırmada ebeveynlerle ilgili bir kısım da yer alıyor. Her dört ebeveynden üçü, internetin çok zaman alıcı olduğu ve mahremiyet noktasında endişe verici bir ortam olduğunu düşünüyor. Yapılan araştırmaya göre çocuklarımızın beşte biri internet üzerinde bir sorunla karşılaşıyor. Ancak ebeveynlerin çok az bir kısmı bu durumdan haberdar oluyor. Bu da çocukların internet kullanımının kontrol edilmesinde, ebeveynlere büyük görevler düştüğünü gösteriyor.
Yaptığımız araştırma ile dijital nezaketin önemi, çevrim içi gizliliğin ve güvenliğin korunması, dijital mahremiyet bilincinin oluşması, dijital ortamları etkin ve üretken bir şekilde kullanmanın gerekliliği ve dijital zorbalık gibi potansiyel tehlikelerle mücadelenin önemi bir kere daha gözler önüne serildi”