Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yayımlanan Tehlike Arz Eden Hayvanlar ile ilgili genelgeye karşı Türkiye Hayvanları Koruma Vakfı Danıştay’a başvurarak yürütmenin durdurulması talepli iptal davası açtı. Vakıf Başkanı Erman Paçalı “Hayvanlar tehlikeli değil ancak genelge son derece tehlikeli” değerlendirmesinde bulunurken vakfın avukatlarından Özlem Yazıcıoğlu ise genelgenin hayvanların yaşam hakkını ihlal edecek nitelikte ve objektif kriterlerden yoksun, kusurlu bir düzenleme olduğunu savundu.
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 7/12/2021 tarihinde yayımladığı genelgeyle Pitbull Terrier, Dogo Argentino, Fila Brasilerio, Japanese Tosa, American Staffordshire Terrier ve American Bully ırk köpekler tehlike arz eden hayvanlar olarak belirlenmiş, 1 ay içerisinde bu hayvanların sahiplerince kısırlaştırılıp kaydettirilmesi, yasaklara aykırılık halinde ise hayvanlara el konularak bakımevine götürülmesine yönelik düzenlemeye gidilmişti. Kamuoyunda tartışmalara sebep olan genelge ile ilgili Türkiye Hayvanları Koruma Vakfı Danıştay’da genelgenin yürütmesinin durdurularak iptali için dava açtı.
Genelgenin kendisi tehlikeli!
Genelge hakkında değerlendirmede bulunan Türkiye Hayvanları Koruma Vakfı Başkanı Erman Paçalı “Uzmanların aksine bazı köpek ırklarına tehlike atfederek hayvanların yaşam hakkının ihlali ile sonuçlanacak düzenlemelere giden bakanlığın çıkarttığı genelge içeriğinde sözü edilen hayvanlardan çok daha tehlikeli bir genelgedir ve onbinlerce masum hayvanın acı içinde ölümüyle sonuçlanacak yaptırımlar barındırmaktadır. Ne zaman kurulduğu, kimlerden oluştuğu, hangi metotlarla çalışıldığı, bu çıktıya nasıl ulaşıldığı belirsiz bir komisyon sürecinin sonunda hiç de profesyonel bir yaklaşım ortaya koymayan bir genelgeyle bazı ırklar için acı ve işkence dolu bir süreç tetiklenmiştir. Bir ırka tehlike atfediyorlar ancak tehlikenin ne olduğu belli değil. Hayvanın ırkına atfedilen tehlike niteliğinin ortadan kalkması halinde ne olacağı belli değil. Verilen süre hayatın olağan akışına aykırı. Tıbbi gerekçelerle anestezi altına alınma olanağı bulunmayan veya güçten düşmüş hayvanların akıbetlerinin ne olacağı açıklanmamış, 1003’in belediyeden sadece 256’sında geçici bakımevi var ve el konulan ülke genelindeki tüm hayvanların bakım sorumluluğu bu 256 tesise yüklenmiş. Bu bakımevleri zaten tam kapasite ile çalışıyor. Üstelik bu merkezler geçici bakımevi statüsünde olduğundan fiziksel olanakları da ona elverişli. El konulan hayvanlar için uzun dönem barınma ihtiyacı bu merkezlerde karşılanamaz. Bir hayvanı 7-8 metrekarelik bir kafeste ömür boyu yaşamaya mahkum etmek hem etolojisine aykırı hem de uzun dönemde ciddi sağlık sorunlarına sebep olacak bir uygulamadır. Bunu bile bile bakımevlerine bu işi yüklemek de katliamdan başka bir sonuç doğurmaz. Altyapısı oluşturulmamış bir girişim bu. Baştan aşağı amatör bir genelge hazırlanmış. Bu genelgenin bu şekli ile uygulanması demek amacını aşarak onbinlerce hayvanın yaşam hakkının ihlal edilmesi demek olur” dedi.
Yazıcıoğlu “Hukuken iptali gerekir”
Vakfın avukatı Özlem Yazıcıoğlu ise yaptığı açıklamada “Genelge uygulanabilirlikten yoksun bir genelgedir. Bir yığın fiili imkansızlık söz konusudur. Hukuki gerekçelerini başvurumuzda izah ettiğimiz üzere bu genelgenin yürütmesinin durdurulmasını ve iptalini talep ettik. Bu şekilde yürütmeye devam edilmesi hayvanlar için telafisi imkansız yahut güç sonuçlar doğuracaktır. O sebeple öncelikli talebimiz yürütmenin durdurulmasına karar verilmesi olmak üzere genelgenin iptali için dava açtık” dedi.
Irk sahibi binlerce hayvansever umutla Danıştay tarafından verilecek kararı bekliyor.