Ramazan ayında tutulan oruç, beden ve ruh sağlığını olumlu etkilerken yapılacak küçük hatalar kalbin zarar görmesine ve büyük sonuçlar doğurmasına neden olabilir. İftar sofralarının kurulmasıyla beraber, pandemi sonrası normalleşmenin de etkisiyle ev içi ziyaretlerin daha da artacağı ve yemek masasında mesafelerin çok da korunamayacağı bugünlerde, uzmanlar kronik kalp hastalığı olanlar ile Covid geçmişi bulunan kalp hastalarının çok daha dikkatli davranması gerektiğini vurguladı. Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cengiz Köksal, 2 yıldır ilk kez normalleşmenin hakim olduğu bir Ramazan ayı yaşanacağına dikkat çekerek önemli uyarılarda bulundu.
“İLAÇ DOZLARI AKSATILMAMALI DAHA FAZLA SU TÜKETİLMELİ”
Prof. Dr. Köksal, “Hiçbir Ramazan ayı bu yılkine benzemeyecek. Çünkü pandemi boyunca çok fazla Covid geçiren hastamız var. Bunlar arasında aynı zamanda kronik kalp hastası olanlar veya Covid nedeniyle kalp damar sistemi etkilenenler var. Haklı olarak dini vecibelerini yerine getirmek için oruç tutmak isteyecekler. Ama normalleri bu Ramazan için biraz daha unutmamız gerekiyor. Covid geçiren bir hasta, akciğeri veya farkında olmadan kalbi darbe yemiş bir kalp hastası, ilk önce ilaçlarını kesinlikle aksatmadan orucunu tutmalı. Bizim için ilaç dozları çok önemli. Günde iki kez ise 12 saatlik iftar ve sahur arasında ilaçlar dozlarını almalılar. Vücudun kesinlikle susuz kalmaması gerekiyor. Özellikle kalp hastaları ve Covid geçmişi olan hastalar için su tüketimi her zamankinden daha önemli çünkü pıhtılaşma riski yüksek hasta grubu bunlar” dedi.
“AĞIR EFORDAN KAÇININ, YÜRÜYÜŞ EN İYİSİ”
Kalp hastalarının oruç döneminde ağır eforlardan kaçınması gerektiğini de belirten Prof. Dr. Köksal, “Ne olursa olsun, pandemiden yeni çıkıyoruz. Maske kuralları ve hijyene bir süre daha uymamız gerekiyor. Açlık ve susuzluk zaten vücut direncini kırıyor. Bir de bu kurallara uymazsak, vücut her türlü enfeksiyona açık hale gelecektir. Kalp hastalarının oruçluyken daha az efor sarf etmeleri önemli ama bu, hareket etmeyi bırakacağımız anlamına da gelmiyor. Kalbe en dost spor yürüyüş. Yürüyüşü kesinlikle ihmal etmeyeceğiz. İftardan sahura kadarki süreci iyi değerlendirmemiz lazım” diye konuştu.
“SOFRADAN YEŞİLLİK EKSİK OLMASIN”
Covid geçiren kalp hastalarının pıhtılaşma açısından daha yüksek risk altında olduğunu ifade eden Prof. Dr. Köksal, sözlerini şöyle noktaladı: “Yeşil besin ağırlıklı beslenmek, vücutta pıhtılaşmanın bir nebze de olsa önüne geçeceği için, sebze meyve ağırlıklı beslenmemiz çok önemli. Bunları sıvı gıdalarla almamız çok önemli. İftardan sahura kadar o geçen zamanda azar azar, kalbe çok fazla yüklenmeden beslenmek gerekli. Çünkü iftarda yiyeceğimiz her türlü yemek, midemizi doldurmamız ve kalbe ayrılan kan miktarının azalması anlamına geliyor. Bu da kalbi savunmasız bırakacaktır. Hazmı kolay gıdalara ağırlık vermek gerekiyor. Daha az hamur işi, daha çok protein ve daha çok yeşillik öneriyorum. Hem hazmı kolay olduğu için, hem de yeşilliklerin pıhtılaşmayı bir nebze daha zorlaştırma etkisi olduğu için”