Oruç tutarken beslenme ve bazı yaşam alışkanlıklarına dikkat etmemek sadece sindirim şikayetlerine yol açmıyor. Kalbi de etkileyip, ciddi sorunlara neden olabiliyor. Kardiyoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Doğaç Okşen, özellikle kalp hastalarının iftarda yaptığı hataları, bu yüzden onları bekleyen tehlikeleri ve tavsiyelerini şöyle sıraladı:
Kardiyoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Doğaç Okşen
Nelere dikkat edilmeli?
Uzun süren açlık ve susuzluk sonrası ilk olarak kaybedilen sıvı yerine konulmalıdır. Bunun için sofrada önce su ve sonrasında çorba gibi sulu gıdalar tercih edilmelidir. İftar ile sahur arasında da ortalama 2 litre su tüketilmelidir. Mümkünse hafif yemek sonrası biraz beklenmelidir. Böylece tokluk hissine daha erken kavuşularak fazla kalori alımının önüne geçilebilir. İftar açıldıktan sonra namaz kılınacak ise bir bardak su biraz çorba veya kahvaltılık sonrası kılınması, ani efor ile kalbe binen yükün önüne geçecektir. İftarda ağır ve fazla yemek ani kan şekeri ve kan basıncı artışına yol açabilir. Yemek sonrası kana salınan bazı hormonlar kanın pıhtılaşmasını kolaylaştırır. Vücuttaki kanın çoğunluğunun bağırsaklara yönelmesi ile kalbe gelen kan miktarı azalabilir ve artan sindirim iş yükü kalbin ihtiyacı olan kan miktarında artışa neden olarak göğüs ağrısı, nefes darlığı gibi şikayetleri tetikleyebilir. Özetle ramazanda uzun süren açlık sonrası iftarda ağır ve fazla yemek, iftarda ya da hemen sonrasında üst üste sigara içmek, egzersiz yapmak kalp krizine davetiye çıkarabilir. Üstelik bu riskler sağlıklı kişiler için de geçerlidir. Eğer sigara kullanıyorsanız iftardan en az 20 dakika sonra için. Ayrıca iftardan 1-1,5 saat sonra egzersiz ya da yürüyüş yapın.
Her hasta ayrı değerlendirilmeli
Ramazan’da kalp-damar hastalıklarına sahip ve kalp-damar sistemi hastalıkları sebebiyle ilaç kullanan hastaların oruç tutup tutamayacaklarını genelleme yaparak ele almaktan ziyade, hasta ve hastalık bazlı değerlendirmek daha doğrudur. Öncelikle oruç tutarak aralıklı beslenmenin, kilo verme, kan şekeri ve kan basıncını düzenleme üzerine olumlu etkileri bilimsel araştırmalarla gösterilmiştir. Bununla birlikte, uzun süren açlık ve susuzluk döneminden sonra hızlı ve fazla miktarda beslenme, uzun süreli susuz kalma bazı sağlık problemlerini de beraberinde getirebilir. Özellikle yaz aylarında, gündüz sürelerinin uzun olduğu sıcak ve kuru aylarda, sıvı ve tuz kaybına bağlı kan akışkanlığı değişebilir, kan basıncı düşebilir bayılma ve kalp damarlarının yeterince beslenememesi gibi ciddi sonuçlara yol açabilir.
Kimler oruç tutmamalı?
Kalp yetersizliği hastaları genellikle çoklu ilaç kullanan kişilerdir. Bu kişilerin tedavisinde idrar söktürücü ilaçlar önemli rol oynamaktadır. İleri kalp yetersizliğine sahip bireyler, nefes darlığı yakınması olanlar kesinlikle oruç tutmamalıdır. Kalp yetersizliği semptomları kontrol altında olan kişiler, dehidratasyon riski olan özellikle sıcak, kuru yaz havaları haricinde oruç tutabilirler. Aktif devam eden göğüs ağrısı, nefes darlığı çarpıntı gibi yakınmaları olan bireyler şikâyetleri geçmeden oruç tutmamalıdır. Ana kural, kişinin devam eden yakınması varsa oruç tutmamasıdır. Bilimsel çalışmalar incelendiğinde kalp krizi sonrası ilk 6 ay oruç tutulması önerilmez. Daha sonraki dönemde ise kalp yetersizliği bulgularına göre hekim ile görüşülerek karar verilmelidir. Damar tıkanıklığı, stent ve/veya cerrahi tedavi sonrasında kişinin kan sulandırıcı ilaçları hayati önem arz etmektedir. Kişinin beslenme alışkanlığı kesinlikle bu grup ilaçların alımını aksatmamalıdır. Özellikle sıvı alımındaki azalma ile birlikte kan vizkozitesinde artış olabileceği bunun da pıhtılaşmaya yol açabileceği göz önünde bulundurulmalıdır.
Mutlaka doktora danışılmalı
Ramazan ayında oruç tutmanın bireylerde hem fiziki hem de ruhsal olumlu etkileri olmaktadır. Eğer kardiyovasküler hastalıklara sahipseniz, ilaç kullanımının ramazan ayına göre düzenlemesi için takipli olduğunuz hekiminize kontrole gitmelisiniz.
Yiyip yatmayın sahura kalkın
Açlık ve susuzluk süresini kısaltmak için mutlaka sahur yapılmalıdır. Bu öğünde özellikle sıvı içerikli gün içerisinde susuzluğu azaltabilecek hafif gıdalar tüketilmelidir. Yağlı, kızartma, baharatlı ve tuzlu yiyeceklerden kaçınılmalıdır. Salatalık içerisinde bol miktarda su içeren gündüz dehidratasyonu azaltabilecek bir besindir. Sahur sofrasında tüketilmesinde fayda vardır. Sahurda mutlaka bol sıvı içilmelidir
İlaçların dozları tekrar kontrolden geçirilmeli
Kalp damar hastalarının uzun etkili ilaçlar kullanır ancak bazı bireylerin tedavisinde etki süresi daha kısa parçalı dozlar tercih edilebilir. Ramazan’da açlık süresi uzun olduğunda hastaların sahurda aldığı ilaç gün ortasında etkisini yitirebilir. Bu gibi durumlarda mümkünse uzatılmış salınımlı, uzun etkili veya yavaşlatılmış salınımlı ilaçlar tercih edilebilir. Diüretik kullananlar doz azaltımına gidilebilir. Kapak hastalığı, kapak ameliyatı ve ritim bozukluğu sebebiyle varfarin kullanan hastalar INR değerlerini daha yakın takip etmelidir. İlaç etkileşimlerine de dikkat edilmelidir. Birbiriyle etkileşebilecek ilaçların tek öğünde kullanımından kaçınılmalıdır.