Diyetisyen Burak Çetiner, öfkelenmeye iyi gelen besinleri açıkladı.
Çetiner’in açıklamaları şöyle:
“Öfke günlük hayatımızda tehdit veya tehlike karşısında, bazen de tehlike olarak algıladığımız bir durum karşısında otomatik olarak yaşadığımız duygusal bir tepkidir. ÖFKE yaşayan kişi endişe, kaygı, sinirlilik, gerginlik, stres, korku gibi duygular yaşar ve bunu yaşamasına neden olan durum dışında başka bir şey düşünemez. İşte tam da bu noktada bazı besinlerin Öfke patlamalarını azaltmaya yardımcı özelliklerinin olduğunu söylemek mümkündür. Beslenme programınızda bu besinlere daha çok yer verirseniz olumlu etkilerini kendi gözlerinizle görür ve vücudunuzda hissedersiniz. Gelin bu besinlere beraber göz atalım.
TRİPTOFAN’DAN ZENGİN BESİNLERİ MENÜLERİNİZE DAHİL EDİN!
Triptofan; beyne kendini iyi hisset sinyalleri gönderen, mutluluk, canlılık ve zindelik hissi veren serotoninin ön maddesidir. Vücut tarafından sentezlenmediği için besinlerle dışarıdan almanız gereken bir amino asittir. Triptofan dan zengin besinler; depresyon, anksiyete, kaygı ve öfke kontrolsüzlüğü gibi sorunların çözülmesinde anahtar rol oynarlar.
Triptofan’dan zengin besinler: Hindi, yağsız kırmızı et, tavuk, peynir çeşitleri, muz, böğürtlen, fındık, fıstık, kabak çekirdeği, keten tohumu, susam’dır. Bu besinlerden günlük bir-iki porsiyon tüketmek anksiyetenizi, kaygınızı, öfkenizi kontrol altına almada size yardımcı olur.
OMEGA-3 YAĞ ASİTİ KAYNAKLARINDAN FAYDALANIN
Beynimizin yüzde 60’ı yağlardan oluşur. Omega-3 yağ asitleri de bu güzel yağ döngüsü içerisinde çok büyük bir paya sahiptir. Bu önemli madde sinir hücrelerinin düzgün çalışmasını sağlarken diğer taraftan da bağırsaklarda meydana gelen sorunları giderir, bağırsak geçirgenliğini düzenler. Tabi ki sağlıklı hücre zarı ve sağlıklı bağırsaklar, sağlıklı ruhsal durum anlamına geliyor ki bu da anksiyete, kaygı ve öfke nöbetlerine karşı omega-3 ten zengin beslenmenin önemini artırıyor. Omega-3 yağ asitleri vücut tarafından üretilmediği için besinlerle dışarıdan almak şart.
Omega-3 ten zengin kaynaklar; soğuk su balıkları (somon, sardalya, hamsi, uskumru), ceviz, keten tohumu, semizotu, avokado, chia tohumun dan oluşuyor. Günlük beslenmenize bu kaynaklardan bir veya bir kaçını ilave etmeniz ruhunuza iyi gelecek, kaygılarınızı yatıştıracaktır.
VİTAMİN D DEĞERİNİZİ MUTLAKA KONTROL EDİN
D vitamini de kaygıyı azaltmaya katkıda bulunur. D vitamininden zengin gıdalar (süt, yoğurt, peynir, yumurta sarısı)ve özellikle güneş ışınları kaygı ve öfke nöbetlerinin azaltılmasını olumlu bir şekilde etkileyebilir.
KOLİNDEN ZENGİN YİYECEKLER RUHUNUZA İYİ GELİR
Kolin kan beyin bariyerini geçen tek vitamindir. Bu özelliğiyle beyindeki kimyasal olaylarda rol alır. İşte tam da bu nedenle kolin içeren besinler öfke nöbetlerinin yatıştırılmasın da çok işe yarar. Yumurta, süt, patates, yulaf, susam, keten tohumu önemli kolin kaynaklarıdır.
FERMENTE BESİNLERİ TÜKETMEK ANKSİYETE VE KAYGI BOZUKLUĞUNU ÖNLÜYOR
Özellikle yoğurdu, kefiri, tarhanayı ve turşuyu günlük beslenmenize dahil ederek yaşam kalitenizi arttırabilir, anksiyete ve kaygı bozukluğunuzu yönetebilirsiniz. Fermente besinler içerdikleri yararlı probiyotik bakteriler sayesinde bağırsak florasını değiştiriyor, yeni oluşan bu floranın anksiyete, kaygı ve öfke nöbetlerini engellediği artık biliniyor.
GLUTENSİZ BESLENME ÖFKE KONTROLÜNDE SİZE YARDIMCI OLABİLİR
Son yıllarda yapılan çalışmalarda; Gluten depresyon, öfke nöbetleri ile ilişkilendiriliyor. Gluten; buğday, bulgur, arpa, çavdar, irmik gibi tahıllarda bulunan bir protein. Öfke nöbetlerini yatıştırdığı düşünülen Glutensiz beslenme tarzından gerçekten faydalanabilmek için işlenmiş gıdalar yerine meyve, sebze, fındık, badem, ceviz gibi kabuklu yemişler, bakliyatlar ve doğal olarak gluten içermeyen esmer pirinç, kinoa, karabuğday gibi tam tahılları tüketmek, buğday, arpa, çavdar, irmik gibi tahıllardan uzak durmak gerekiyor.
Beslenme alışkanlıklarınızda yapacağınız küçük değişikliklerle öfkenizi kontrol altında tutabilir, yaşam kalitenizi arttırabilisiniz”