17. İstanbul Bienali’nin kavramsal çerçevesi ve programı tanıtıldı

Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi’nde düzenlenen basın toplantısına katılan İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, vakfın 1987’den bu yana İstanbul Bienalini düzenlediğini belirterek, “Bienal aracılığıyla sanatçıların yeni üretimlerini desteklemeyi hedefliyoruz. Mekana özgü üretimleri ve yurt dışından sanatçıların burada yeni iş birliği geliştirmelerini teşvik ediyoruz” ifadesini kullandı.

“Sanat profesyonelleri ve izleyiciler arasında etkileşim olanakları yaratıyor, ülkemizin uluslararası bağlarını güçlendiriyoruz. Bu yıl da benzer amaçlarla 50’nin üzerinde projeyi bienalde bir araya getiriyoruz. Bienalin parçası olarak düzenlediğimiz etkinliklerle sergiyi zenginleştiriyor, tartışma ortamları yaratıyoruz. Çocuk ve gençlere yönelik programlarımız ve ücretsiz dağıttığımız çocuk kitaplarımızla güncel sanat beğenisinin erken yaşlardan itibaren gelişmesi için çaba sarf ediyoruz. Kapılarımızı tüm izleyicilere ücretsiz açıyor, yüzbinlerce izleyiciyi ağırlarken kültür-sanata erişim ve katılımın önündeki önemli bir engeli ortadan kaldırıyoruz.”

Ute Meta Bauer

Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Koç da Koç topluluğunun kuruluşundan bu yana ekonomik ve toplumsal kalkınmayı bir bütün olarak gördüğünü dile getirdi.

Bienale 2007’den bu yana destek verdiklerini aktaran Koç, “Ülkemizin görsel sanat alanındaki, bu en uzun soluklu sponsorluk sayesinde, bienalin kapılarını ücretsiz olarak tüm sanatseverlere açmasına, böylece geniş kitlelerin, çağdaş sanata erişimine vesile olmak bize büyük bir memnuniyet ve gurur veriyor” dedi.

Amar Kanwar

Ömer Koç, bienalin katılımcıları bir kez daha sorgulamaya davet ettiğinin altını çizerek, şu bilgileri verdi:

“İnsanlığın attığı düşüncesiz adımların kaçınılmaz sonuçlarıyla ilk kez bu kadar net yüzleştiği bir dönemden geçiyoruz ve acil çözüm bekleyen pek çok sorunla karşı karşıyayız. 17. İstanbul Bienali günümüzün bu karmaşık sorunlarının birçoğunu tüm açıklığıyla masaya yatırıyor, ortak akıldan beslenen çözümler sunarak, özgür ifadeye alan açıyor. Özen ve dayanışmadan beslenip daha yaşanır bir gezegeni mümkün kılma gayesiyle sanatseverlerle buluşuyor. Bienalin sanat dünyasına ve İstanbul’a getireceği enerjinin sizleri de benim kadar heyecanlandırdığını ümit ediyorum. Sanatın üzerimizdeki dönüştürücü gücü sayesinde, daha iyiye yönelik ilham sunacağına ve bizlerin de dünyayı dönüştürecek gücü kendimizde bulmamıza vesile olacağına kaniyim.”

Koç, 2007-2026 arasını kapsayan sponsorluğu, 2036’ya kadar uzatma kararı aldıklarını sözlerine ekledi.

Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy ise bienalin sergi mekanlarından biri olan Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi’nin 17 yıl önce, Türkiye’nin ilk tıbbi bahçesi olarak açıldığını söyledi. Bahçenin, tıbbi bitkilerle ilgili çalışmalar konusunda önemli bir rol oynadığını, birçok projeye ilham olduğunu ve bienalin bir mekanı olarak düşünülmesinin bu birikimin bir meyvesi olduğunu dile getiren Arısoy, “Türkiye’nin en önemli kültür olaylarından birine katkı sağlamak bizim için sevindirici. Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi, bienal vesilesiyle ziyaret edenler için hem güzel bir anı hem de bienalin esin kaynağı olan kompostlaşmaya uygun biçimde bir maya olacak diye ümit ediyorum” ifadelerini kullandı.

David Teh

Toplantının ardından bienalin küratörleri Ute Meta Bauer, Amar Kanwar ve David Teh, İKSV Güncel Sanat Projeleri ve İstanbul Bienali Direktörü Bige Örer’in yönettiği söyleşiye katıldı. İçeriklere ilişkin bilgi veren küratörler, bienalin hazırlık çalışmalarını, kavramsal çerçevenin nasıl belirlendiği, sanatçı ve mekan seçimlerini, kamusal programı ve bienalin hedeflerini anlattı.

Konuşmaların ardından Türk Musikisini Araştırma ve Tanıtma Grubu (TÜMATA), bienal katılımcılarından Mariah Lookman’ın bienal için tasarladığı eğreltiotları ve lotus çiçeklerini barındıran su bahçesinde, esere eşlik eden besteyi seslendirdi. Türk müzik terapisi ilkelerini kullanan müzisyenler B. Kanıkey Güvenç Akçay, Halime Atalay ve Faysal Macit’in sahneye çıktığı dinleti ve performans ilgiyle izlendi.

Müze Gazhane

17. İSTANBUL BİENALİ HAKKINDA

Önceki bienallerden farklı olarak ortaya çıkan, sonuçtan ziyade sürece odaklanan 17. İstanbul Bienali, katılımcılara ve izleyicilere, haber dolaşımı için kullanılabilecek alternatif araçlar, öğrenme yolları, arşivleme gelenekleri, insanların dünya üzerindeki etkileri, duyuların iç içe geçtiği deneyimler ve çok eski zamanlardan kalma uygulamaların bugüne nasıl taşınabileceği üzerine bazı sorular soruyor.

Bienalin Beyoğlu, Fatih, Kadıköy ve Zeytinburnu ilçelerinde yoğunlaşan sergi alanları, sadece birer mekan olarak değil, bulundukları mahalleler ve o mahallelerle kurdukları ilişki üzerinden de öne çıkacak.

Katılımcıları arasında sanatçı, düşünür, yazar, şair, araştırmacı, mimar, radyo programcısı, balıkçı, aktivist, stand-up komedyeni, şef, etnomüzikolog, ornitolog, deniz bilimci, kukla ustası ve müzisyenlerin de bulunduğu bienalde, 500’ün üzerinde katılımcının 50’yi aşkın projesi yer alacak.

Bienalde ayrıca “Mantı Postası”, “Radyo Bienal”, “Crip Magazine”, “cascadingspiral.com” ve “Şiir Hattı” gibi pek çok proje de sanatseverlerle buluşacak.

Bienalin kamusal programı, film programı, çocuklar ve gençler için atölye çalışmaları, performans gösterileriyle bienal yayınlarının da sanatseverlerin beğenisine sunulacağı mekanlar, 17 Eylül-20 Kasım’da, pazartesi günleri hariç 10.00-18.00 saatlerinde ziyarete açık olacak.