İran’ın teknik arıza nedeniyle Türkiye’ye gelen doğalgazı kesmesinin ardından başlayan enerji krizi giderek büyüyor. TEİAŞ İran kesintisini gerekçe göstererek ilk olarak fabrikaların doğalgaz kullanımı yüzde 40 oranında kısıtladı. Alınan son kararla bugünden itibaren ülkedeki tüm Organize Sanayi Bölgelerinde (OSB) elektrik kısıntısı uygulaması yapılacak. Ülke sanayi üretimi en az 3 gün süreyle tamamen durdu. Kısıt OSB dışındaki tesislerde de uygulanacağı öne sürüldü.
Elektrik kesintisi başta temel gıda üretimi olmak üzere otomotivden tekstile üretimde sürekliliğin sağlanması gereken demir-çeliğe kadar tüm ağır sanayi sektörlerini etkileyecek.
Kesintilerinin gıda fiyatlarını artıracağından endişe edilirken, sektör temsilcileri muafiyet talebinde bulundu. Kesintisi nedeniyle yine çiftçiler mağdur edilecek. Çiftçiden günlük süt alarak işleyen süt fabrikaları sütü işleyemeyecek. Bu nedenle de üreticiden süt alınmayacak.
GIDA FİYATLARINA YANSIYACAK
BirGün’den Havva Gümüşkaya’nın haberine göre, Makarna Sanayicileri Derneği (TMSD) Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Külahçıoğlu, kararın çok hızlı bir şekilde gözden geçirilmesi gerektiğine dikkat çekti. Özellikle temel gıda üretiminin elektrik kısıtlamasından muaf tutulması gerektiğini belirten Külahçıoğlu, “Üç gün ciddi üretim kaybına neden olacak. Tedarik zincirinde kırılma yaşanacak. Bu da raflarda ürün bulunmasını zorlaştıracak” dedi.
3 günlük kısıtlamanın maliyetleri daha da artıracağına vurgu yapan Külahçıoğlu, “Gıda fiyatlarına yansıyacaktır. Çünkü işçiler gelecek ve diğer maliyetler yerinde sayacak ama üretim yapılamayacak. Niye bu duruma geldik anlamak çok zor. Tüm kurumlarla konuşuyoruz ancak neden böyle bir kısıtlamaya gerek duyulduğuna ilişkin bir cevap alamadık. Hem tüketici hem de üretici açısından bir an önce çözüme ulaşması lazım” ifadelerini kullandı. Külahçıoğlu, ayrıca Bakanlıkla görüşme halinde olduklarını belirtti.
HER TÜRLÜ KAYIPTAN İŞLETMELER MESUL
Bursa Organize Sanayi Bölgesi (OSB) Müdürlüğü’nde konuya ilişkin OSB katılımcılarına gönderdiği yazıda şöyle denildi:
“Kısıntı/kesinti süreleri içerisinde firmanızın aydınlatma ve güvenlik hizmetlerinin karşılanabilmesi için firmanızın besleyen hatta enerji olacaktır. Ancak elektriğin üretim amaçlı kullanılması durumunda firmanızın bağlı olduğu hattın enerjisi kesilecek olup, aynı hattan enerji alan diğer firmaların mağduriyetine neden olunacak ve kesinti süresi boyunca tekrar elektrik verilmeyecektir. Bu nedenle oluşacak her türlü kayıp ve hasarda kurala uymayan işletmeler mesul olacaktır.”
ENERJİDE DIŞA BAĞIMLILIK YÜZDE 74
Peki, İran’ın doğalgaz kesintisi neden bir kriz yarattı?
Türkiye’nin doğalgaz ithalatında İran, Rusya ve Azerbaycan’ın ardından üçüncü sırada yer alıyor.
Türkiye’nin birincil enerji tüketiminde dışa bağımlılığı ise her yıl daha da artıyor. 2000’li yıllarda yüzde 67 olan enerjide dışa bağımlılık 2020 yılında yüzde 74’ü çıkmış durumda. Bu nedenle yurtdışında yaşanan bir aksaklık ülkede krize neden oluyor.
Ayrıca enerji ithalatı için harcanan para da sürekli artıyor. Makine Mühendisleri Odası’nın (MMO) ‘Türkiye’de Enerji’nin Görünümü raporuna göre Covid-19 salgınında gerek talep artışının yaşanmaması, gerekse petrol fiyatlarındaki düşüş nedeniyle, enerji ham maddeleri ithalat faturası 2020’de yüzde 30 azalarak 28,8 milyar dolar düzeyinde gerçekleşmişti. Ancak 2021’de petrol, doğalgaz ve kömür fiyatlarındaki hızlı artış eğilimi, yılın ilk dokuz ayında 31,5 milyar doları aşan enerji ham maddeleri ithalatı faturasının yüksek olacağı ve 40 milyar doları geçeceği tahmin ediliyor.
Öte yandan 2020 yılında elektrik talebinin yüzde 43’ü ithal yüzde 57’si yerli kaynaklardan karşılandı.
ÜRETİM, KURULU GÜÇ KADAR ARTMADI
Son yıllarda santrallarda büyük atıl kapasite oluştu. Kurulu güçte, 2010 ile 2020 arasında yıllık ortalama yüzde 7,2 artış oldu. En yüksek artış ise yüzde 12,2 ile 2013 yılında gerçekleşti. Bu dönemde toplam kurulu güç 1,94 kat artarken toplam üretim ise 1,45 kat arttı.
MMO’nun raporunda Türkiye’de elektrik enerjisinin kurulu gücü genellikle genç santralların oluşturduğuna vurgu yapılıyor. 2020 yılsonu itibarıyla toplam kurulu gücün yüzde 48,4’ünü 0-10 yaş arasındaki santrallar oluşturuyor. Bu denli genç bir yapıya sahip olan üretim tesislerinin, neden oldukça düşük kapasite oranlarına sahip oldukları açıklanması gereken bir konu olarak dikkat çekiliyor.
Geçmiş yıllarda enerji arzında meydana gelen aksaklık durumlarında kamunun elinde bulunan santrallar alternatif yakıt ile işletilerek üretimin devamlılığı sanılıyordu. Ancak Türkiye’de son yıllarda elektrik üretiminin neredeyse tamamı özel sektör tarafından yapılıyor. Üretiminde kamunun payı 1984 yılında yüzde 87,2’iken 2020’ye gelindiğinde yüzde 18,1’e düşmüş durumda.