Anadolu Hisarı, yeni kültür ve sanat alanı
İstanbul Boğazı’nın yaklaşık 780 metre genişliğindeki en dar yeri kabul edilen bölgenin bir ucu Rumeli, karşısı Anadolu Hisarı. 1390 yılında …
İstanbul Boğazı’nın yaklaşık 780 metre genişliğindeki en dar yeri kabul edilen bölgenin bir ucu Rumeli, karşısı Anadolu Hisarı. 1390 yılında Yıldırım Bayezid’in, Karadeniz’den gelebilecek bir tehdidi önlemek için yaptırdığı Anadolu Hisarı, Göksu Deresi’nin de kontrol altına alınabilmesini sağlamış. Bulunduğu bölge öylesi güzellikte ki Hisar’a, ‘Güzelce Hisar’ adını vermiş. Bugün bile etrafında her ne olursa olsun, güzelliğinden bir şey eksilmemiş.
Ne var ki uzun yıllardır harap ve unutulmuş halde bırakılan Hisar; dışarıdan görülüp geçiliyor, ne tarihine dokunuluyor ne de gezilip görülüyordu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Kültür Varlıkları’na bağlı İBB Miras, şehrin tarihi ruhunu adım adım ayağa kaldırırken, 632 yıllık Hisarı da unutmadı. 1990 yılından bugüne ayak basılmamış Anadolu Hisarı’nın restorasyonuna başladı. Çalışmalar devam ederken, açık şantiye gezilerine de devam ediliyor.
Güzelce Hisar, yakında İstanbullunun yeni müze, etkinlik ve sergi alanı olacak. Zamanında çok savaş ve acı ama bir o kadar da güzelliğe şahit olmuş yapıdan, Boğaz’a hoş anılar yayılacak.
BÜYÜK FETHİN TAARRUZ KALESİ
Yıldırım Bayezid’in savunma ve gözlem amacı ile yaptırdığı Anadolu Hisarı, 1452 yılına gelindiğinde Fatih Sultan Mehmet tarafından köşeleri burçlu bir şekilde çevrilerek ‘Hisarpeçe’ halini almış. Önemli bir taarruz kalesine dönüşmüş. İstanbul’un Fethi’ne giden yolda konumu ve işleviyle simge bir yapı olmuş. Tarihi kaynaklarda ‘Güzelcehisar’, ‘Gözlücehisar’ ismiyle anılan; Fatih Sultan Mehmet döneminde ise ‘Yenicehisar’ ismiyle de bilinen Anadolu Hisarı, büyük fetihle birlikte 1453 yılında belki de asli görevini gerçekleştirmiş oldu.
HAPİSHANEDEN HARABEYE
Fethin önemli tanığı Hisar, bir dönem hapishane olarak da kullanılmış. 1830 yılına dek sağlamlığını korumuş olsa da zaman içinde çevresindeki değişimden de etkilenmiş. Bölgenin yaşam alanına dönüşmesi ile beraber içinden cadde geçer olmuş. Sonraları tamirler görmüşse de özgün dokusu bozulmuş, İstanbul’un kader ortağı olmuş. Yıpranmış, unutulmuş. Harap olmuş haliyle bile koruduğu güzelliğine bakıp geçilmiş…
İSTANBUL HİSARLAR MÜZESİ
Rumeli ve Anadolu Hisarları, şehrin modernleşmesiyle betonlaşan kaderine ortaklık eden siluetinin vazgeçilmez parçaları. Bugün, İBB Miras ekiplerince restore ediliyor ve çalışmalar sırasında da gezilerek her aşaması kentli ile paylaşılıyor. Vaktiyle fethi müjdeleyen yapılar, yakında ‘İstanbul Hisarlar Müzesi’ adıyla tarihi değerini, güzelliklerini ve yıllar var görülmemiş Boğaz manzarasını ziyaretçilerle paylaşmaya hazırlanıyor.
ÖNLEYİCİ KORUMA
İstanbul’un yeni kültür alanına dönüşecek tarihi yapının restorasyonu da incelikle sürüyor. Tüm süreci meraklılarla paylaşan İBB Miras ekibi, şu an aktif 35’e yakın restorasyona da devam ediyor. Anadolu Hisarı çalışmalarını yerinde basınla paylaşan Kültür Varlıkları Daire Başkanı Oktay Özel, “çalışmaların, kamuya unutulan önemli bir olguyu da hatırlattığını” söyledi.
İBB Miras vurgusunda liyakat, ihalesiz kamu eliyle çalışma bulunduğunu belirten Özel, hedeflerinin kamu bütçesiyle yıllardır atıl duran tarihi yapıların, restorasyonunun ardından düzenli olarak bakımlarını da gerçekleştirebilmek olduğunu aktardı. Özel, tarihi yapılarda önleyici korumanın hayati öneminin olduğunu ve İBB Miras’ın tam da bu kavramdan doğduğunu belirtti.
HARABE ESTETİĞİ
İBB Miras, yürütülen tüm çalışmalarda harabe estetiğinin korunmasına da büyük önem veriyor. Bu konuda hassasiyet gösterdiklerini belirten Oktay Özel, “Amacımız, restorasyon çalışmalarında yapılan keyif kaçırıcı genel hataya düşmemek” diyor. Yeni taşlarla yapılan ve tarihi dokusunun üzerini suni bir deri gibi örten kötü restorasyon çalışmalarından duyulan rahatsızlık malum.
Özel, gerekli görüldüğünde kendi çalışma alanı dışında kalan uygulamalara dahi İBB’nin Koruma Uygulama ve Denetim Müdürlüğü (KUDEB) kanalıyla müdahalelerde bulunduklarını söyledi.
HAZİRAN’DA HALKA AÇILACAK
“Rumeli Hisarı’na 1950, Anadolu Hisarı’na ise 1930 yıllarından bugüne tarihinin en kapsamlı restorasyon çalışmasını yapıyoruz” diyen Özel, İstanbul’un Fethi’ne tanıklık etmiş iki önemli eseri gelecek nesillere aktarmaktan mutluluk duyduklarını paylaştı.
Boğaz’ın bu iki güzel bekçisini geleceğe ve İstanbul’u ziyarete gelenlere sağlıkla taşımanın önemli görevleri olduğunu bilen Özel, 1990 yılından beri kapalı olan Anadolu Hisarı’nın, haziranda halka açılacağı haberini verdi.
İSTANBUL’A YENİ KÜLTÜR ALANI
Dünya’nın iki kıtasının en yakın iki kıyısında konumlanmış Hisarlar, özenle devam eden çalışmalar tamamlandıktan sonra İstanbul’un yeni müze, kültür ve sergi alanı olacak. Boğaz’ın eşsiz manzarasına müzik ve sanat karışacak.
- Çalışma alanı, açık restorasyon yaklaşımı ile İstanbulluların ziyaretine açık. Anadolu Hisarı, Eylül 2021’de başlayan gezilerle yaklaşık 2 bin kişi tarafından görüldü.
- 2000’lerin başında Koruma Kurulu’ndan onay alan, ancak uygulanmayan restorasyon projesi, İBB yönetimi tarafından 2021 yılında başlatıldı.
- Anadolu Hisarı’nın hemen yanında bulunan İBB bünyesindeki namazgâh da çalışma kapsamında yenileniyor.