Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Mahmut Gürcan: Yatırımın güçlenmesi için faizlerin düşük tutulması gerekiyor
AKP İstanbul İl Başkanlığı Ekonomi İşleri Birimi’nce İstanbul’un 39 ilçesinde düzenlenmesi planlanan “Ekonomi Buluşmaları” toplantısı, Çatalca’da …
AKP İstanbul İl Başkanlığı Ekonomi İşleri Birimi’nce İstanbul’un 39 ilçesinde düzenlenmesi planlanan “Ekonomi Buluşmaları” toplantısı, Çatalca’da gerçekleşti.
2022 yılında cari açıktaki artışın enerji ithalatı kaynaklı oluştuğuna dikkati çeken Gürcan, Türkiye’nin bütçe dengesinin diğer ülkelerden pozitif ayrıştığını aktardı.
DOĞALGAZA ZAM GELMİŞTİ
Öte yandan doğalgaz konusunda da hiçbir sıkıntı beklenmediğini aktaran Gürcan, bu durumun sanayiciler açısından gelecek sürecin çok daha olumlu ve ılımlı geçeceğini gösterdiğini dile getirdi.
Eylül ayı başında konutlarda kullanılan doğalgaza yüzde 20.4, sanayi ve elektrik üretimi ile küçük ve orta işletmelerde kullanılan doğalgaza da yüzde 50’ye zam geldi.
“AÇILAN KOBİ VE İŞ YERİ SAYISINDA CİDDİ ARTIŞLAR VAR”
KOBİ sayısında da ciddi artışlar olduğunu belirten Gürcan, şunları kaydetti: “2003 yılında 1,7 milyon olan KOBİ sayımız, 2021 sonu itibarıyla 3,6 milyona ulaşmıştır. KOBİ kredilerinin uzun dönem ortalaması da 3 kat olarak büyümüştür. Yıllık büyüme oranları da yüzde 60,1 seviyesine ulaşmıştır. Özellikle muhalefetin ‘kepenkler kapatılıyor’ iddiasına değinmek istiyorum. Geçen gün bir CHP milletvekili gündeme getirdi, ‘Şu kadar iş yeri kapandı’ diye. Ama açılan iş yerlerini görmüyorlar. İlk 6 ayda yaklaşık 50 bin KOBİ açıldı, 100 bine yakın da esnaf açılışı var ilk 6 ayda. Her dönem belli kapanışlar olur ama yeni açılan iş yeri sayısı çok çok daha üzerinde. Türkiye büyüyor, açılan KOBİ ve iş yeri sayısında da ciddi artışlar var.”
Yatırımın güçlenmesi, iş insanlarının daha da verimli olabilmesi için faizlerin düşük tutulması gerektiğini söyleyen Gürcan, şunları kaydetti: “Eğer ki faiz artışı olsaydı, şirketlerin artan finansman giderlerini, karlılığın ve öz sermayenin erimesini, şirket kapanmalarını ve diğer şirketlere ve bankalara borçların ödeyememelerini, iflaslarla işten çıkmalarını çok rahatlıkla, bundan önceki gördüğümüz krizlerde olduğu gibi burada da görebilirdik. Yine aynı şekilde bankaların kaynak maliyetlerindeki artışı, şirket kapamalarından dolayı kredilerini geri alamamalarını, sorunlu kredilerdeki artışı, kredi verme iştahındaki azalmayı da görecektik. Birey ve toplumda istihdamda olanaklarının azalmasını, işsizliğin arttığını görecektik. Finansman borçlarını ödeyememe, iş yerlerinin kapanmasından dolayı işsizliğin artışını ve gelir dağılımındaki bozulmayı, toplumsal huzurunun da bozulduğunu görebilirdik.”