İyi ki doğdun Quentin! Doğum gününde Tarantino’nun tüm yaşamı
Quentin Tarantino, belki de Amerika’nın gördüğü en aykırı yönetmenlerden biri olarak biliniyor. Dehasıyla 90’ların başından beri Hollywood’u …
Quentin Tarantino, belki de Amerika’nın gördüğü en aykırı yönetmenlerden biri olarak biliniyor.
Dehasıyla 90’ların başından beri Hollywood’u şaşkına çeviren ünlü yönetmen, daha ilk filmi olan “Rezervuar Köpekleri” ile bile bir bomba etkisi yarattı. Hız kesmeden hem film yazma yönetme hem de oyunculuk ve yapımcılık kariyerine devam eden Tarantino, bugün 59. yaşını kutluyor.
İşte doğum gününe özel Tarantino’nun yaşam öyküsü…
Quentin Jerome Tarantino 27 Mart 1963 tarihide dünyaya geldi. Amerikalı film yönetmeni, aynı zamanda iki Oscar ödüllü senarist ve oyuncu.
1990’ların başında doğrusal olmayan öykü akışını, diyalogları ve kanlı şiddet sahnelerini cesurca kullanmasıyla kısa sürede ünlenen Tarantino, bilinen Amerikan film klişelerine yeni bir soluk getirdi.
Tarantino Knoxville, Tennessee’de doğdu. Babası İtalyan asıllı oyuncu ve müzisyen Tony Tarantino, annesi de yarı İrlandalı yarı Cherokee kızılderilisi olan Connie McHugh.
Quentin’in doğumundan kısa süre sonra annesi, müzisyen Curt Zastoupil ile evlendi. Daha sonraları Quentin üvey babasıyla çok güçlü bağlar kurdu.
1968 yılında San Gabriel Valley bölgesinde anaokuluna başladı. 1971 yılında aile Los Angeles’in South Bay bölgesindeki El Segundo’ya taşındı. Tarantino buradaki Hawthorne Hristiyan Okulu’na devam etti. On altı yaşında Harbor City, Kaliforniya’daki Narbonne Lisesi’nden ayrılarak oyunculuk öğrenmek için James Best tiyatro grubuna katıldı.
22 yaşında ilk senaryosu olan Captain Peachfuzz and the Anchovy Bandit’i yazdı. 1984 yılında Manhattan Beach’teki tanınmış Video Archives adlı video kaset dükkânında kasiyer olarak çalışmaya başladı. Burada çalışırken tanıştığı Roger Avary ile daha sonraları birlikte çalıştı. Oyunculuk üzerine Beverly Hills’teki Allen Garfield’in Actor’s Shelter’ında çalışmaya devam etse de daha çok senaristliğe yoğunlaştı.
1993’te gösterime giren Çılgın Romantik’in satışıyla dikkatleri üzerine topladı. Bir Hollywood partisinde tanıştığı Lawrence Bender Tarantino’yu bir film yazması konusunda cesaretlendirdi. Sonuç olarak ortaya son akımları takip eden, oldukça nükteli, kana bulanmış bir soygun filmi olan Rezervuar Köpekleri- Reservoir Dogs (1992) çıktı.
Bu film Tarantino’nun sonraki filmlerinin tarzının da öncüsü oldu. Senaryoyu okuyan yönetmen Monte Hellman Live Entertainment’ın filme para yatırmasını sağladığı gibi Tarantino’nun yönetmenliğine de yardımcı oldu. Lawrence Bender ile aynı kursa giden eşinden projeyi öğrenen Harvey Keitel de senaryoyu okuduktan sonra hem filmde rol aldı hem de yapımcılığı üstlendi.
REVERVUAR KÖPEKLERİ OSCAR ALDI MI?
Rezervuar Köpekleri’nin başarısından sonra Hollywood yapımcıları Tarantino’ya Hız Tuzağı ve Siyah Giyen Adamlar gibi filmlerin de dahil olduğu bir dizi proje sundu.
Tarantino ise Ucuz Roman (Pulp Fiction) senaryosu üzerinde çalışmak için Amsterdam’a gitti.
Film 1994 Cannes Film Festivalinde Altın Palmiye ödülünü kazandı.
Steven Soderbergh’in Altın Palmiye ödüllü “Seks, Videotape ve Yalanlar” ve Michael Moore’un “Roger and Me” filmleriyle birlikte bağımsız sinema endüstrisine yeni bir soluk getiren bu film, bağımsız filmlerin de gişe başarısı kazanabileceğini gösterdi. Ucuz Roman, karmaşık kurguya sahip ve benzer şekilde acımasız nüktesi olan bir filmdi. Oyuncularının başarılarıyla da ilgi çeken film John Travolta’nın kariyerini de canlandırdı. Ucuz Roman Tarantino ve Avary’ye En iyi özgün senaryo Oscar’ını da kazandırdı ve en iyi film Oscar’ına aday oldu.
Ucuz Roman’dan sonra, Allison Anders, Alexandre Rockwell ve Robert Rodriguez ile ortaklaşa yapılan Dört Oda (Four Rooms)’un dördüncü öyküsünü ve Alfred Hitchcock Presents’te Steve McQueen’in rol aldığı öykünün yeniden çekimi olan “The Man from Hollywood”u yönetti.
Sonraki filmi, akıl hocası Elmore Leonard’ın “Rum Punch” adlı romanından uyarladığı Jackie Brown oldu.
Tarantino 1998’de Broadway sahneleriyle ilgilenmeye başladı ve tekrar sahnelenen Wait Until Dark‘da rol aldı.
Daha sonra Inglorious Bastards adlı bir savaş filmi yapmayı planladı ancak bu projeyi Kill Bill filmini yazıp yönetmek için erteledi. Kill Bill Vol.1 ve Vol.2 adıyla iki ayrı film olarak gösterime girdi. Bu film Wuxia (Çin dövüş sanatları filmi), Japon sineması, Spaghetti Westernler ve İtalyan korku filmi ya da giallo tarzının geleneksel tarzlarını harmanlayan tarzda bir intikam filmi olarak tanımlanıyor. Filmin üzerine kurulduğu ana karakter, Pulp Fiction filmi çekilirken Uma Thurman ve Tarantino tarafından kurgulanan “Gelindir” (The Bride).
2004 yılında Tarantino Cannes Film Festivali’nde jüri başkanlığını üstlendi.
Kill Bill yarışma adayları arasında değildi; ancak final gecesinde üç saati aşkın orijinal sürümüyle gösterildi. Altın Palmiye ödülü Tarantino’nun “Oldboy” üzerindeki ısrarına karşın Michael Moore’un “Fahrenheit 9/11” adlı filmine verildi.
2005 yılındaki neo-noir film “Günah Şehri”nde Clive Owen ve Benicio Del Toro arasındaki arabalı sahneyi yönetmesi nedeniyle “Özel Konuk Yönetmen” olarak onurlandırıldı.
24 Şubat 2005’te “CSI” dizisinin sezon finalini yöneteceği açıklandı. 19 Mayıs’ta yayınlanan iki saatlik “Grave Danger” isimli bölüm reyting rekorları kırdı. “Jimmy Kimmel Live”ın bir bölümünü de yönetti.
“Tarantino Alias” adlı TV dizisinin birinci ve üçüncü sezonlarında da oyuncu olarak rol aldı.
2005 yılında Robert Rodriguez ile ortak yöneteceğini açıkladığı Grindhouse film projesi üzerine çalıştığını duyurdu. Bundan sonra da büyük ihtimalle bir İtalyan II. Dünya Savaşı filmi olan Inglorious Bastards’ın yeniden çekimine başlayacağını ancak önce senaryo üzerinde çalışması gerektiğinden 2006 yılında gösterime girmesinin pek olası olmadığını duyurdu. Jimi Hendrix’in bir biyografisini yönetmek için anlaşma yaptığı da söylendi.
Tarantino, 2005 yılındaki Empire Awards ‘ta “Icon Of The Decade” ödülünü kazandı.
TARANTİNO FİLMLERİNİN KARAKTERİSTİK ÖZELLİKLERİ
Tarantino’nun filmleri, diyalogları, parçalanmış kronolojik akışı ve pop kültür takıntılarıyla ünlü: Filmler, sıklıkla şiddet sahneleri içeriyor ve Rezervuar Köpekleri, Ucuz Roman ile Kill Bill gibi ana filmlerinde bol bol etrafa sıçrayan ve oluk oluk akan kan görüntüleri bulunuyor.
İnsanları etkileyen ise bu sahnelerin yarattığı gerilim ve rahatsızlık değil, şiddetin günlük hayat içinde yer alması ve şiddet üzerine yapılan kara mizah.
REKLAMA YER YOK
Tarantino, filmlerinde reklam yapmamak için ürün koymamasıyla tanınıyor.
Bu nedenle bir ürünün kullanılmasının gerekli olduğu durumlarda ya hayali markalar yaratıyor ya da artık kullanımdan kalkmış markaları kullanıyor. Ucuz Roman’da kullanılan Red Apple sigaraları ve Big Kahuna Burgers gibi hayalî markalar Dört Oda, Gün Batımından Şafağa, Kill Bill ve hatta Romy and Michele’s High School Reunion gibi çeşitli filmlerde de kullanıldı. Yönetmen aynı zamanda kahvaltılık mısır gevreğine olan düşkünlüğüyle de tanınıyor ve birçok filminde bunların kullanıldığı sahneler bulunuyor. Rezervuar Köpekleri ve Ucuz Roman’da Fruit Brute ve Kill Bill’de Kaboom gibi hayalî markalar kullandı.
YÖNETMENLİĞİNİ YAPTIĞI FİLMLER
* My Best Friend’s Birthday (1987)
* Rezervuar Köpekleri (Reservoir Dogs) (1992)
* Ucuz Roman (Pulp Fiction) (1994)
* ER (1995) – 1. Sezon; 24. Bölüm: “Motherhood”
* Dört Oda (Four Rooms) (“The Man from Hollywood” kısmı) (1995)
* Jackie Brown (1997)
* Kill Bill (Vol. 1 (2003) ve Vol. 2 (2004))
* Sin City (2005) (Konuk yönetmen)
* CSI: Crime Scene Investigation (2005) – Bölümler: “Grave Danger: Part 1”, “Grave Danger: Part 2” (Konuk yönetmen)
* Grindhouse (“Death Proof” kısmı) (2007)
* Ölüm Geçirmez (2007)
* Soysuzlar Çetesi (Inglourious Basterds) (2009)
* Zincirsiz (Django Unchained) (2012)
* The Hateful Eight (2016)
* Once Upon a Time in Hollywood (2019)