O. E. isimli yurttaş, 30 Kasım 2012 tarihinde özel bir bankadan 67 bin 500 TL tutarında konut kredisi kullandı. O.E.’ye kredili hayat sigortası yapıldı ve bunun için 699 TL’lik bedel tahsil edildi. Kredi taksitlerini beş yıla yakın aksatmadan ödeyen O.E. 2017’de hayatını kaybetti. Çocukları, babalarının ölümünden sonra da 2020 yılına kadar kredi taksitlerini ödemeyi sürdürdü.
Hürriyet’ten Mesut Hasan Benli’nin haberine göre;
Bankadan gelen olumsuz yanıt üzerine O.E.’nin mirasçıları, avukatları aracılığıyla Ankara 11’inci Tüketici Mahkemesi’ne dava açarak, ‘murisinin davalı bankadan kullanmış olduğu krediden kaynaklı ödenmeyen taksitler için borçlu olunmadığının tespiti ve davacılar tarafından murisin vefatından sonra, ödenen taksitlerin tahsilini’ talep etti.
‘İYİ NİYETLİ’ OLMADIĞI BELİRTİLDİ
Bankaysa mahkemeye gönderdiği savunmada, ‘müteveffanın hayat sigortası yapılmamasına ilişkin yazılı talimatının bulunduğunu, müteveffanın imzalamış olduğu sözleşme uyarınca hayat sigortasının zorunlu olmadığını, kredi sözleşmesi uyarınca hayat sigortası yaptırmanın müşterinin tercihinde olduğunu, müteveffanın vefat tarihinden 3 yıl sonra davanın ikame edilmesinin iyi niyetli olmadığını’ öne sürerek, davanın reddini talep etti.
Davaya bakan mahkeme, dosyada görevlendirdiği bilirkişilerce hazırlanan raporda ‘kredili hayat sigortasının yıllık olarak yenilenmesinde sorumluluğun bankaya ait olduğunu’ tespit etti. Mahkeme de 19 Ekim 2021 tarihinde davanın kabulüne karar vererek, O.E.’nin çocuklarının dava tarihine kadar ödedikleri kredi taksitlerin bankadan alınmasına, konut kredisinden kalan bakiye borçtan dolayı borçlu olmadıklarının tespitine karar verdi.
MAHKEMEDEN BANKAYA: BİLDİRSEYDİN
Mahkeme kararın gerekçesini şöyle aktardı: “Krediye ilişkin belgelere bakıldığında, hayat sigortası yapıldığı ve yıllık olarak yenileneceğinin belirtildiği, müteveffanın çektiği kredi bedeli içinden 699,65 TL hayat sigortası prim bedeli tahsilatı yapıldığı, müteveffanın vefatına kadar, 5 yıllık süre zarfında yenileme dilekçesi vermemiş ise de dosyada bulunan imzalı belgeden hayat sigortası yapılması halinde herhangi bir yazılı beyana gerek kalmaksızın davalı banka tarafından kendiliğinden yenileme yapılacağı taraflarca kabul edildiği görülmüştür.
Bu durumda, davalı bankanın ilk yıl yapılan sonrasında yapılmayan hayat sigortasının yenilenmesine ilişkin bildirim yapma yükümlülüğünün bankada olduğu ve bu yükümlülüğü yerine getirmediği gibi bildirim yapıldığına ilişkin bir iddiası da olmadığı, bu nedenle davanın kabulü ile davacılar tarafından dava tarihine kadar ödenen taksitlerin dava ve ıslah tarihleri dikkate alınarak dava konusu alacak ticari işletmesi ile ilgili olduğundan avans faizi ile tahsiline ve dava tarihine kadar ödenen taksitlerin avans faizinin davalıdan tahsiline ayrıca konut kredisinden kalan bakiye borçtan dolayı borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmiştir.”